Kamu Başdenetçisi Malkoç şikayet bilançosunu açıkladı!

Kamu Başdenetçisi Malkoç şikayet bilançosunu açıkladı!

Ombudsman Şeref Malkoç: Geçen yıl toplam 5 bin 516 şikayet almışken bu yıl bugün itibariyle bu rakam 12 bin 443’e ulaştı.

Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, beraberindeki kamu denetçileriyle birlikte basın mensuplarıyla bir otelde kahvaltıda bir araya geldi. Malkoç, vatandaşların kendilerine şikayet dilekçesiyle ulaşabileceklerine dikkat çekerek dilekçenin düzgün bir şekilde yazılmasının işlerini daha da kolaylaştıracağını kaydetti.

Vatandaşın bir nevi avukatlığını yaptıklarını kaydeden Malkoç, “Türkiye Kamu Denetçiliği Kurumu vatandaşın avukatlığını yapan, derdini sorunları dinleyip kamuda yöneticilerle bunları nasıl çözebiliriz diye diyalog kuran, dostane çözüm arayan neticede verdiği kararlarla idareye yol gösteren rehberlik yapan güzel bir kurum.  5 yıl zarfında alınan şikayetler bugün itibariyle 36 bini geçti. Geçen yıl toplam 5 bin 516 şikayet almışken bu yıl bugün itibariyle bu rakam  12 bin 443'e ulaştı. Yani yıl sonuna kadar bu rakam 15 bini aşacak gibi görünüyor. Çok kolay müracaat alan bir kurumuz. Elektrik ortamda veya postayla hangi yolla olursa olsun bize bir şikayet dilekçesi iletilmesi işlemlerin başlaması için yeterli. Dilekçe düzgün yazılırsa bizim işimiz de kolaylaşır” dedi.

TRABZON’DA 428 MÜRACAT

Trabzon'dan 5 yıllık sürede 428 müracaat aldıklarını kaydeden Malkoç, “Trabzon'dan 5 yıllık süre içerisinde yapılan müracaat sayısı 428. Bunun 215 tanesi 2017'de yapıldı. Trabzon'dan yapılan şikayetler Türkiye sıralamasıyla doğru orantılı. Birinci sırada, eğitim, yüksek ve ortaöğretimden şikayet geliyor, ikinci sırada kamu personeli. Türkiye genelinde bu yıl yapılan 12 bin 443 müracaatın 9 bin 912'sini sonuçlandırdık. Yani bize gelen müracaatın yüzde 70'in üzerinde sonuçlandırdık” diye konuştu.

“ÖSYM'Yİ İKNA ETTİK”

Malkoç, ÖSYM sınavında 15 dakika geç kalan öğrencilerin sınava alınmadığı kuralıyla ilgili sorulan soruya, “Biz bir karar verdik. ÖSYM ‘buna uymayacağım’ dedi. Ancak biz sonradan ısrar edince, takip edince ÖSYM dedi ki ‘evet bu kamuoyu vicdanı açısından doğru, hukuken de haklı bir karar.’ Biz o kararı Anayasa’nın 42. maddesine eğitim ve öğretim hürriyetine dayandırarak verdik. Kamuoyunda ağlayan sızlayan ve bundan dolayı hakkı kaybolan çocukların hakkı hukukunu korumak için verdik. Diyoruz ki ÖSYM, sana kanun bu konuda yetki vermiş yapacaksın ancak bunu yaparken senin de uyacağın kurallar var. Saat 10.00'da mı başlatacaksın, kaçta başlatacağına karar vermek senin hakkın. Buna kimse müdahale edemez. Ancak 10.00 deyip de sen ’15 dakika kala gelmesen seni sınava almam’ diyemezsin. Bizim söylediğimiz buydu. Tamam 10.00 diye ilan et. 10.00 kadar geleni al, sınavı 10.15'de başlat. Bunu söyledik. Biraz uğraştıktan sonra bu oldu. Burada çaba gerekiyor, idarecileri ikna etmek gerekiyor, kamuoyu desteğini almak gerekiyor. Bunlar güzel şeyler. Bunlar toplumun önünü açan hususlar” ifadelerini kullandı.

MUHALEFET-İKTİDAR ARASINDA UYUŞMAZLIK SORUSUNA CEVABI

Gazetecilerin, iktidarla muhalefeti uzlaştırılması konusunda sorulan soruya ise  Malkoç, “İktidarla muhalefetin uzlaşmaması gerekiyor zaten. İktidarla muhalefetin arasındaki diyalogun makul sınırlar içerisinde meşru sınırlar içerisinde hakarete varmadan ilişkilerin sürdürülmesi gerekiyor. Fikir zenginliği ve farklılığı önemli bir şeydir. Biz bu noktada hem iktidarla hem de muhalefetle temaslarımızla uzlaşma değil de örneğin ikili görüşmelerde şunu söylüyoruz özellikle milletvekili arkadaşlara; ‘Muhalefet milletvekillerine niye söyledikleri sözlerden dolayı bu kadar tepki gösteriyorsunuz?’ muhalefetin görevi bunu söylemek zaten. Cumhurbaşkanı iktidardan, Başbakan iktidardan, Meclis Başkanı iktidardan, Bakanlar iktidardan. Muhalefetin bir söz söyleme hakkı var. Kürsüyü, basını kullanacak. ‘Hakaret etmedikten sonra, küfür etmedikten sonra iktidarın buna tahammül etmesi gerekiyor’ diye tavsiyede bulunuyoruz. Bunlar kurul kararıyla değil bireysel ilişkilere dayalı. Muhalefteki arkadaşlara da ‘Ya arkadaşlar muhalefet için o kadar geniş zemin var ki belli alanlara takılıp kalıyorsunuz, hem kendinize zarar veriyorsunuz hem de Türkiye'ye zarar veriyorsunuz’ diye ikili ilişkilerde kendilerine söylüyoruz” cevabını verdi.