Kendisini taciz eden öğretmenini rekor cezaya mahküm ettiren ODTÜ'lü kadın

Kendisini taciz eden öğretmenini rekor cezaya mahküm ettiren ODTÜ'lü kadın

İlkokulda tacizine uğradığı öğretmenlerini rekor tazminata mahkûm ettiren mağdure kızlardan D. A. “Bu olay 10 yıl boyunca aklımdan hiç çıkmadı. Olayın üzerini kapatmak istediler. Yılmadık, mücadele verdik. Tek ihtiyacımız cesaret ve yalnız olmadığımızı bilmek” dedi.

10 yıl önce sınıf öğretmeni K.Ö.’nün cinsel istismarına maruz kalan D. A.’nın aynı öğretmen tarafından tacize uğrayan arkadaşlarıyla örgütlenerek verdiği hukuk mücadelesinde öğretmeni rekor cezaya mahkum ettirdiler. Her bir öğrenci için ayrı ayrı hapis cezasına çarptırılan öğretmenin istismarına uğrayan öğrencilerden D. A., “İstismara maruz kalan çocuk ve kadınlar; ihtiyacımız olan tek şey cesaret ve yalnız olmadığımızı bilmek” dedi.

Olay 2005-2006 eğitim-öğretim dönemiinde Manisa’nın Akhisar ilçesindeki bir ilkokulda meydana geldi. Sınıf öğretmeni K.Ö., ödev ve benzeri bahanelerle öğretmen masasına çağırdığı D. A.’nın dokunarak cinsel istismarda bulundu. D. A., olayı önce ailesine, ardından da ailesiyle birlikte okul müdürüne anlattı. Okul müdürü ise K.Ö’yü hakkında bir soruşturma başlatmadan emekli ederken, aradan geçen 10 yıla rağmen yaşadıklarını unutamayan D. A., öğretmeninin istismarına uğrayan altı arkadaşı ile örgütlenerek suç duyurusunda bulundu. “Cinsel istismar” suçlamasıyla hakkında dava açılan öğretmen K.Ö. istismar ettiği her bir öğrenci için 87 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

"ÜZERİNİ KAPATACAKLARDI"

Milliyet’ten Paşa Alyurt'a konuşan mağdurlardan ODTÜ Psikoloji Bölümü öğrencisi D. A., taciz olayının suçlusunun kendileri olmadığını ve utanacak hiçbir şey yapmadıklarını ifade ederek, “10 yıl boyunca yaşadığım bu olay aklımdan çıkmadı. Bu katlanılmaz düşüncelere üniversiteye gittiğimin ikinci yılı son vermeye karar verdim ve gidip adliyeye şikayetçi oldum” dedi.

Dava sürecinde mağdur arkadaşlarıyla zor bir süreç geçirdiklerini ve hatta bazı ardaşlarının tehdit edildiğini belirten D. A., “Bana başta destek olmayan yakınlarım zamanla bizi desteklemeye 
başladılar. Umuyorum ki istismarcılara bir korku yayar, bu dava sonucu kadınlara ve ailelere de cesaret verir. İhtiyacımız olan tek şey biraz cesaret ve yalnız olmadığımızı bilmek” dedi. Mahkeme kararının Türkiye’de cinsel istismara sessiz kalınmaması gerektiğinin en güzel örneklerinden biri olduğunu kaydeden D. A. ve altı arkadaşının gönüllü avukatı Bedriye Kurtuluş Türk ise, “Bu dosya aslında istismara sessiz kalınmaması gerektiğinin en güzel örneklerinden biridir” diye konuştu.

NE YAPMALI?

Çocuğa yönelik şiddet ve istismar olaylarında bu olaya maruz kalanların asla sessiz kalmamaları ve bildirim de bulunarak adli süreci başlatmaları gerektiğini belirten Bedriye Kurtuluş Türk, “Bu bildirim Çocuk Polisi, Cumhuriyet Savcılığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlükleri, Üniversitelerin Çocuk Koruma Birimleri ile Baroların Çocuk Hakları Merkezi’ne yapılması gerekmektedir. Bildirim sonrasında cinsel istismar mağduru çocukların ikincil bir travmadan korunması için çocuk izleme merkezinde, (çocuğun bedensel ve ruhsal muayenesinin yanı sıra uzman eşliğinde) ifadesinin alınmış olması da önemlidir ” dedi.