TÜSİAD: Ekonomik büyüme için 'toplumsal dinginlik' gerekiyor


TÜSİAD ile hükümet özellikle de Erdoğan arasındaki gerginlik geçen hafta ‘muhatap’ sorunuyla zirve yaptı. Tahminler, uzun süre aradaki buzların çözülemeyeceği yönünde. Bu gerilime karşın TÜSİAD da geri adım atmayarak uyarılarına devam ediyor. Derneğin aylık dergisi ‘Görüş’ün son sayısında TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer tarafından yazılan makalede de bu eleştirileri görmek mümkün. Ekonomik büyümeye ayrılan son sayıda TÜSİAD Başkanı Dinçer, “Küresel ölçekte de ulusal ölçekte de konumuz büyüme ve istikrar” başlıklı bir makale kaleme aldı. Ekonomik kriz, nedenleri ve bugünkü durumu özetleyen yazıda, Türkiye ile ilgili öneriler de var. Dinçer, Türkiye ekonomisinin ilginç bir evrede sayılabileceğini belirterek, “Türkiye, halen kısa-orta-uzun dönemli geleneksel politika tercihleriyle kendini bir derece bu düşük büyüme sarmalından yalıtma şansına sahip birkaç ülkeden biri. Kadının istihdamdaki yeri, eğitimin niteliğinde atılacak adımlar, bölgesel kalkınma, kamu maliyesindeki oyun alanı, iş ve yatırım ortamının güçlendirilmesi gibi alanlarda, önceliklendirilmesi iyi kurgulanmış bir hareket planı, Türkiye’yi yüzde 3-4 büyüme bandından 1 puan yukarı çekebilir” saptamasında bulunuyor.

Bu yıl yapılacak seçimlerin önemine de değinen Dinçer, göreve gelecek olan yeni hükümetin AB yönelimi sağlamlaştırması, bölgedeki siyasi istikrarın sağlanmasına velulukları olduğuna vurgu yapıyor.

Dinçer’in yazısındaki bölgedeki her kesimin yeniden daha müreffeh olacağı bir ortamın oluşmasına olanak sağlayacak bir dış politika sofistikasyonuna ulaşması gibi önemli sorum en önemli uyarı ise şöyle; 2015 yılında, hangi siyasi eğilimde olursa olsun, toplumu partiler üstü hareket planında ortak bir hedefe yönlendirmek temel amaç olmalıdır. Böyle bir ortak hareket planının başarıyla hayata geçirilmesi ise bir toplumsal dinginlik gerektirir. Bu dinginliğin önünde duran etken ise hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ve yargının niteliği ile ilgili derin sorunlardır. Bu yönde atılacak adımları veya uygulama performansını ise seçim sonrasına ertelemek mümkün değildir.

Emlak Konut zengine daha çok ev sattı

 

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yılın sonunda açıkladığı ekonomik paketlerin içinde en önemlilerinden biri düşük gelirlilerin konut sahibi olmasına yönelik olandı. Bu hedef için vergi istisnalarının yeniden değerlendirilmesi ve ilk kez ev alacaklara teşvik verilmesi gündemde. Peki hükümetin bu konuda harekete geçmesinde ne etkili oldu? Bu noktada konut fiyatlarının özellikle İstanbul’da kelimenin tam anlamıyla el yakar hale geldiğinin altını çizmek lazım. Keza, bunu Emlak Konut’un rakamlarında da görüyoruz. 2014 yılı sonu itibariyle Emlak Konut ortaklığıyla yapılan toplam 10 bin 32 ev satıldı. Bu rakam, 2013 yılında 15 bin 95 olmuştu. Satılan konut sayısı 1 yılda yaklaşık yüzde 33 düştü; başka bir ifadeyle satışlar 3’te 1 oranında azaldı diyebiliriz.

Hasılat 5.3 milyar TL

Satışlar düştü ama satış hasılatına baktığımızda ‘keyifler yerinde’ gibi duruyor. Çünkü satış hasılatı 2013 yılında 5.7 milyar TL iken 2014 yılı sonunda 5.3 milyar TL olarak gerçekleşti. Evet düşüş var ancak yüzde 7 küçük bir miktar. Satış adedinde yüzde 33 olan düşüşün hasılata ancak yüzde 7 olarak yansıyabilmesi, daha az evin daha pahalıya satıldığını gösteriyor. Hatta tam hesabını yapmak gerekirse, 2013’te Emlak Konut’ta bir konutun ortalama fiyatı 384 bin TL iken, 2014’te bu rakam 534 bin TL’ye yükselmiş. Bir başka deyişle, Emlak Konut’ta evler 1 yılda yüzde 40 zamlanmış.

Bu noktada, arsa fiyatlarından maliyetlerin artışına kadar bin tane bilindik gerekçe sayılabilir. Fakat tespit ortada: talebin hayli üzerinde giden bir fiyat artışı söz konusu ve artık daha az kişi ev alabiliyor. İşte bu tablo, hükümetin bugüne kadar iktidarının ‘başarısı’nı üzerine kurduğu inşaat sektöründe yapısal bazı düzenlemelere gitmesinin bir nedeni. Çünkü bu haliyle devam ederse son 10 yılın konut rüyasının sonuna gelinmiş gibi duruyor.


Havada en güvenilen şirketler Uzakdoğulu

Havayolu sektörü her zaman ilgi çekici sıralamalara konu oluyor. O kadar çok parametre var ki her şirket kendisini bir konuda birinci ilan edebiliyor. En geniş filo, en uzun mesafe, en çok uçuş noktası, en lüks, en az rötar vs… Bu sıralamalardan biri de uzun yıllardır yapılan ‘en güvenilir’ havayolu şirketleri araştırması.

AirlineRatings.com sitesi tarafından yapılan araştırmanın bu yılki ayağının sonuçları da açıklandı. Sıralama internet sitesinin 449 denetçisinin raporlarından gelen bilgilere göre derlenerek hazırlandı. Listede geçmiş yıllara oranla çok fazla bir değişiklik göze çarpmıyor. ‘En güvenilir havayolu’ sıralamasının tepesinde her zaman olduğu gibi Avustralya’nın resmi havayolu Qantas var. Listede dikkat çekici nokta ise ilk 10’un çok önemli bir kısmının Uzakdoğu ülkelerine ait havayolu şirketleri olması. Birleşik Arap Emirlikleri’nden 2, Avrupa’dan ise 3 havayolu şirketi listeye girmiş. Havacılığın merkezi sayılan Amerika kıtasından ise tek bir şirket bile yok. Son yıllarda hızlı büyüme gösteren, Hollywood starları, ünlü sporcuları reklam yüzü olarak kullanan Türk Hava Yolları da listeye giremedi.

Listede yer alan şirketler şöyle: Avustralya resmi havayolu şirketi Qantas’ın ardından Yeni Zelanda’nın havayolu şirketi Air New Zeland, Hong Konglu Cathay Pacific, Tayvan merkezli EVA Air, birçok kategoride ilk 10’da yer alan Singapore Airlines Uzakdoğu’nun temsilcileri. Avrupa’dan ise İngiliz havayolu şirketi British Airways, Avrupa’da en ucuz bilet satan şirket olarak tanınan Finlandiyalı Finnair, Almanların gururu Lufthansa ilk 10’da yer alıyor. Dubaili Emirates ve Abu Dabi merkezli Etihad Airways ise Ortadoğu’nun temsilcileri olarak listeye girdi.

Önceki ve Sonraki Yazılar