Ucube Tayyip!

Daimi okur, başlıkta adı geçen unsura uzun süredir adıyla hitap etmediğimi bilmektedir. Bu kez adıyla hitap ediyorum, zira başlıktaki tamlama vesilesiyle kullanmak durumundayım: Ucube Tayyip!

Evet, Tayyip Erdoğan, kişiliğini dışarıda tutarak söylüyorum, siyaseten bir ucubedir, “garip bir şey”dir...

***

Şimdi diyeceksiniz ki, “Söz konusu unsur buluttan nem kapıyor, cümle aleme hakaret davası açıyor, ‘ucube’ derken dava açmasından korkmuyor musun?” Hayır, korkmuyorum. Ve evet, bana bir sürü ‘hakaret’ davası açtı. Hatta adı geçmeyen yazıdan bile dava açtı ve hakim tuttu o yazıya ceza verdi ama bu sefer olmaz.

Zira ‘ucube’ lafı bir hakaret değil. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi karar aldı. Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden unsur, heykeltıraş Mehmet Aksoy’un Kars’ta dikili heykeline ‘ucube’ demiş, heykeli yıktırmış, Aksoy ‘ucube’ lafından dolayı hakaret davası açmış, mahkeme ceza vermişti. Fakat Yargıtay 4. Hukuk Dairesi kararı bu cezayı bozdu. Karar aynen şöyle:
“Sanatçıların ve siyasi kimliğe sahip kişilerin eleştirilere açık olması gerektiği gözetilerek istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulü yerinde olmamış bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.”
Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden unsurun avukatı Ferah Yıldız, ki mahkemelerde kendisini bizzat görme şansına erişmiş bir kişiyim, ‘ucube’ savunmasında, “Ucube kelimesi hakaret değil, eleştiridir. Garip bir şey anlamında kullanılmıştır. Türk Dil Kurumu'nun cevabi yazısı da dosya arasında mevcuttur” ifadelerini kullanmıştır. Sağ olsun, beni büyük bir dertten kurtarmıştır...
Anlayacağınız, sırtımı ‘Yüce Yargı’ya dayayarak gönül ferahlığıyla ‘Ucube Tayyip’ diyebiliyorum...

***

Şimdi...
‘Ucube Tayyip’ lafı, hakikaten, esas olarak bir eleştiridir. Siyaseten ‘garip bir şey’e dönüşmüş olan bir figürü en iyi betimleyecek laftır ‘ucube’.
Evet, siyaseten bir ucubeyle karşı karşıyayız...
Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden unsur durmadan yalan söylüyor mesela. Daha geçen hafta, toplatılan Nokta Dergisi kapağı vesilesiyle, “Hayatımda ben bir ‘selfie’ yapmış değilim” açıklamasında bulundu. Ben bu unsurun dört-beş ‘selfie’ fotoğrafını gördüm. Daha eskiye doğru gidersek, bilmem kaç Cumadır gösteremediği görüntüleri falan geçtim, sistematik yalanları var. Yazın internete “Tayyip Erdoğan’ın yalanları” diye, hepsi çıkıyor. Derleseniz kitap olur. Dünyada böyle bir cumhurbaşkanı yok. ‘Garip bir şey’...
Sonra...
Bu unsur sistematik olarak yasaları çiğniyor. Zaten matah olmayan anayasal ve yasal sistemimiz bu unsur tarafından daimi surette ayaklar altına alınıyor.
Bu unsur, ucube işler yapıyor.
‘Şehitler’ için ve ‘teröre karşı’ diye diye miting topluyor, AKP propagandasına girişiyor. 550 ‘milli’ milletvekili istiyor. “Bayrağa sahip çıkan millidir” diye laflar ediyor, miting bitiminde binlerce bayrağı yerlerden çöpçüler süpürüyor. Bir müzik ucubesi olan Uğur Işılak konseriyle ‘şehit anması’ niyetine ‘şehit istismarı’ yapıyor...
Her şey ‘başkanlık’ için...
Her şey yargılanmaktan yırtmak için...
Ettiği bütün laflar, yaptığı bütün hareketler, ağzını açtığında ortaya dökülen tüm nefret bunun için...

***

Evet, Tayyip Erdoğan siyaseten bir ucubedir. Pek yakında tedavülden kalkacaktır. ‘Ucube Tayyip’ siyaseten bitmiştir. Uzatmaları oynamaktadır. Hepimiz durmuş ortadaki ucubeye bakıyoruz.
Milletçe onun tek kişilik son gösterisini izliyoruz...

Önceki ve Sonraki Yazılar