Ucuz kurtulmuşuz!

Koalisyonunun “istişkaf heyeti” görüşmelerinde birbirlerini “keşfetmek” için herkes başka dilden konuşmuş. 4 yıllık “reform hükümeti” isteyen CHP’liler anlatmış, AKP’liler dinlemiş ve 35 saatlik dinlemenin sonunda AKP’liler “üç aylık reform (AKP’cesi erken seçim) hükümeti” önermişler.

Bence CHP ucuz kurtulmuş!

Nedenini bir anıtsatmayla anlatayım:

26 Ocak 1974'te CHP-MSP koalisyonu kurulmuştu. Koalisyonun mimarları CHP’den Deniz Baykal, MSP’den Oğuzhan Asiltürk’tü.

Koalisyon protokolünde yer alan genel af tasarısı o zamanki TCK’nun 141-142. (Komünizm propagandasını yasaklayan) maddeleri ile 163. (Laiklik karşıtı propagandayı yasaklayan) maddesinden tutuklu ve hükümlülere affı da içeriyordu.

Af görüşmeleri Mecliste 14 Mayıs günü yapıldı. Askeri veya sivil cezaevlerindeki yüzlerce siyasi tutuklunun kulakları radyodaydı.

Bizler Mamak Askeri Cezaevindeydik. Valizler hazırlanmış, herkes ertesi gün yakınlarıyla kucaklaşmayı bekliyordu.

Önce 163. maddeye af oylandı ve kabul edildi. Sıra 141-142’ye gelince MSP’liler oturumu terketti, madde çıkmadı. Bizler hapishane jargonuyla “ters dönmüş kaplumbağa” gibi olduk! 2 ay daha yattık, 2 Temmuz’da Anayasa Mahkemesi af yasasını “eşitliğe aykırı” bulup düzeltince tahliye olabildik.

Kıssadan hisse şu ki, eğer CHP, MSP kökünden gelen AKP’nin “üç aylık erken seçim hükümetini” kabul etseydi, milletçe “ters dönmüş kaplumbağa” olabilirdik.

Bellek sorunu

Cemaat derin devletinin İstihbarat Şefi gece rüyasında komplo görüyor, sabah kalkıp “hayırdır inşallah” diyerek o komployu uygulamaya girişiyordu.

Cemaatin Savcısı da eline verilen listedeki isimleri sabaha karşı evlerini basıp topluyordu.

Cemaatin savcısı Odatv sanıkları için “onlar gazeteci değil terörist” dedi.

Ondan ilham alan zamanın Başbakan’ı da Avrupalı Parlamenterlere “kitap bombadan tehlikelidir” konulu bir ders verdi.

Aradan zaman geçti, Cemaatin Savcısı MİT Müsteşarını sorgulamaya kalkınca AKP ile koalisyon bozuldu.

Bu kez Cemaatin İstihbarat Şefi bir sabaha karşı gözaltına alındı, cemaatin savcısı bir sabaha karşı yurtdışına kaçtı.

“Bizi kandırmışlar” avuntusuna sığınan zamanın Başbakanı ise şimdi Sarayından o savcı için “yaka paça getiririz” diyor.

Ona bağlı medya ordusunun köleleri de “onlar savcı değil darbeci” diyerek, ustalarının “cibilliyetsizler” sözünü manşet yapıyor, arkalarından teneke çalıyor.

Ne diyelim? Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür! (İnsan hafızası unutkanlık hastasıdır).

Çantada keklik

Bir hesaba göre erken seçimin bedeli yaklaşık 2 milyar liraymış. CHP’nin emeklilere vaadettiği ikramiyenden fazla!

Örtülü ödenek 2.5 milyar lira, “saraydan koalisyon kaçırma oyunu” oynayanlar, çok istedikleri seçim masraflarını oradan karşılasınlar, vatandaşı fişlemek için kullanılan paranın bir kısmı da ceplerinde kalır.

Daha da olmazsa TOMA üretecisi eski AKP İzmir Milletvekilini çağırsınlar, bu vatandaş “iç güvenlik paket yasasının” yeni TOMA ihtiyacı yaratması sayesinde net kârını katmer katmer artırmış, para çıkışmazsa, ondan da havuza biraz katkı payı isteyebilirler.

Kekliği kümesten şemsiyeyle dürtükleyerek çıkardılar ya. Nasıl olsa başlarına devlet (pardon keklik) kuşu da kondu.

Bu parayla gelsin “çantada keklik” sanılan MHP oyları.

O zaman hep birlikte bir Kayseri türküsü tuttururuz: “Kekliği düz ovada avlarlar, kanadını çam dalına bağlarlar, şıkıdım şıkıdım oynarlar!”

Önceki ve Sonraki Yazılar