Ucuz stand-up gösterisi yaparak ekonomiyi yönetirseniz?

Başlıktaki sorudan devam edelim, sonuç bugün yaşamak zorunda olduğumuz tabloyla karşılaşırız. “Griz çıksın, füze patlasın da dolarım yükselsin diye bekleyenler” vardı ya hani, işte onların füzeye falan ihtiyacı kalmadı. Çünkü sağ olsun ekonomi yönetimimiz kendi kendine yine ülkemizin parasını değersizleştirdi, faizleri artırdı, borsayı çökertti. Üstüne üstlük dolar yine yükselmeye başladı.

En küçük belde bile bizim olsun!

Malumunuz geçen hafta piyasalarda “swap” rüzgarı esti. Ekonomi yönetiminin hedefi, yabancıların TL’ye erişimini kısıtlayıp en azından seçime kadar doları düşük tutmaktı. Ama dünyada ekonomik dengelerin nasıl döndüğünü bilmeyen bilse bile ciddiye almayan ekonomi yönetimi, deyim yerindeyse kendi kazdığı kuyuya kendisi düştü, hepimizi de düşürdü.

Tabii bu olaya şöyle de bakabiliriz: Seçime kadar dolar düşsün de gerisi önemli değil, yeter ki en küçük beldeyi bile biz kazanalım!

Aslında bu adımlar maalesef, seçim sonrasında çok daha vahim bir manzaranın işaretleri. Kendisine oy vermeyen, vermeyecek herkesi zillet, terörist vs. ilan eden bir siyasi parti var ve bu söylemi sıradan bir vatandaş değil, ülkeyi yöneten herkes kullanıyor. Önceki gün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yaşadığım mahalleye geldi. Yaklaşık 150 kişilik bir topluluğa bir saate yakın hitap etti. Afganistan’dan da söz etti, Yemen’den de…

Yabancıya kabadayılık sökmüyor!

Batı’nın bizi bölmeye çalıştığını, içerde işbirlikçileri olduğunu uzuunnn uzunnn anlattı. Kendilerine oy verilmezse ülkenin bölüneceğini de vurguladı. Konuşmasında geleceğe dair umut veren, neler yapacaklarını anlatan iki hatta bir cümle dahi yoktu. Korku imparatorluğunu güçlendirerek, insanları sindirerek bir seçimi kazanmak dışında bir hedef görünmüyor ortada.

İşte ekonomi yönetiminin yaklaşımı da aynı. İşsizlik, enflasyon, finansman sıkıntısı, kurlar gibi temel sorunlar, çözmeye dönük adımlar atılmıyor bile demiyorum görmezden gelinip uluslararası piyasalara kabadayılık yapılıyor. Ancak dışardaki adam bizim gibi değil… Bunu bir kez daha yaşadık. Ülkenin risk primini artırmaya, itibarsızlaştırmaya hiç kimsenin hakkı yok, geleceğimiz her 5 yılda bir yapılan yerel seçimlere kurban edilmemeli! Bunları yapmaya devam edersek yabancıların ekonomik saldırılarına daha açık bir ülke haline geldiğimizi de unutmayalım lütfen…

Önceki ve Sonraki Yazılar