Uğur Mumcu gazeteciliğini yaşatacağız!

“Gazeteciyi nasıl tanımlarsınız? Kimdir gazeteci, ne yapar? İşlevi nedir? Gazeteci, her konuda fikir ileri süren, her şeyi bilen insan demek midir? Hayır. Nereden bilecek gazeteci her şeyi?
Ben kendime göre bir tanım yapayım:

Gazeteci, haber ve bilgi kaynağına en çabuk ulaşan ve bu kaynaklardan edindiği bilgi ve haberleri okurlara sunan insan demektir.
Gazetecinin bu görevini yapabilmesi için habere, olaya, olguya, belgeye ve bilgiye dayalı yazılar yazması gerekir. Bunun için de gazetecinin güvenilir kişi olması zorunludur. Sır saklayan, haber ve bilgi kaynağını gizlemesini bilen, gerektiğinde hükümetlere ve güç odaklarına karşı savaşmayı göze alan insan, gazetecidir."
Uğur Mumcu, 2 Mayıs 1992’de Milliyet’teki köşesinde gazeteciliğin tanımını böyle yapıyordu.
Uğur Mumcu gazeteciliğinin hükümetleri sarsan, siyasilerin korkulu rüyası, karanlık iç-dış güç odaklarının, tarikat, ticaret siyaset kirli üçgeninin, hırsızların, mafyanın, çetelerin, uyuşturucu baronlarının, emek düşmanlarının kabusu olan gücü, O’nu aramızdan alan en önemli nedendi...

24 Ocak 1993 pazar sabahı Günaydın Gazetesi Ankara Temsilcisi Zafer Gedik telefonda son derece üzgün bir ses tonuyla Uğur Mumcu’ya Karlı Sokak’taki evinin önünde bombalı suikast düzenlendiğini haber veriyor, hızla olay yerine gitmemi istiyordu.
Henüz çiçeği burnunda bir gazeteci sayılırdım. Adeta şok olmuştum. Kendimi güçlükle toparladım. Telaşla not defterimi, fotoğraf makinamı, ses kayıt cihazımı ve bir kaç kutu filmi kaptığım gibi evden koşar adım çıktım.
Gördüğüm ilk taksiyi çevirdim, yol bitmek bilmiyordu. Araç, Karlı sokağın başına geldiğinde ilk olarak sağa sola koşturan resmi üniformalı polisleri, ardından birkaç meslektaşı fark ettim.
Karlı sokak yavaş yavaş kalabalıklaşıyor, insanlar şaşkın neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Sokağın solundaki duvarın kenarında Mumcu’nun paramparça olmuş aracı duruyor, patlamanın etkisi ile demir parmaklıklı duvarın arkasına düşen Uğur ağabeyin karlar üzerindeki bedeni üzerinde kır saçlı bir olay yeri inceleme polisi araştırma yapıyordu.
Her tarafta araçtan ve Uğur abinin bedeninden parçalar vardı.
Fotoğraf makinama sarıldım, objektifi Uğur ağabey ve parçalanmış araca doğru çevirdim. Art ardına deklanşöre bastım...
Çok sayıda fotoğraf çektim, komşuları ile konuştum, notlar aldım. Alt kata Uğur ağabeyin evine indim. Tarifsiz bir acı koridorlardan taşıyordu...
Bir yandan işimi yapmaya çalışıyor bir yandan gözlerimdeki yaşı siliyordum...
Sadece Uğur ağabeyin değil o mütevazı evdeki ve ülkedeki tüm aydın insanların yüreğine düşmüştü o bomba...

Gazetecilik serüvenimin henüz başında usta bir gazetecinin ölümüne tanık olmuştum...
Genç gazetecilerin hayallerinde Mumcu gibi etkili bir araştırmacı gazeteci olmak isteği hep vardı.
Yazılarını satır satır okur, onun usta, sivri, ödün vermeyen, hesap soran, ilkeli kalemine hayranlık duyardık.
O ustanın, Uğur ağabeyin cansız bedenini görmek beni derinden sarsmıştı...
Öldürmek istedikleri Uğur Mumcu gazeteciliğiydi. Havaya uçurup kurtulabileceklerini sandılar ama o gazetecilik anlayışını öldüremediler.
O günden önce ve o günden sonra da bu anlayışa çokça bombalar attılar, kurşunlar sıktılar ama öldürmeyi başaramadılar...

Uğur Mumcu gazeteciliği yaşıyor...
Her türlü baskılara, sindirme ve korkutma çabalarına rağmen yaşıyor.
Yasaklara, sansürlere, tehditlere rağmen yaşıyor.
Haberleşme özgürlüğü tehdit altındayken yaşıyor.
Gazetecilerin işsiz bırakılmasına, kalemlerinin kırılmasına rağmen yaşıyor.
Yandaş gazeteciliğe, yağdanlıklara, iktidar yardakçılarına, talimatla gazeteciliğe, boyun eğenlere, satılık kalemlere rağmen yaşıyor.
Uğur Mumcu gazeteciliği yerlerde sürünen ilkesiz gazeteciliğe karşı bir ilkeler abidesi gibi yükselerek yaşıyor...

Ne diyor Uğur Ağabey gazeteciliği tanımlarken?
“Gerektiğinde hükümetlere ve güç odaklarına karşı savaşmayı göze alan insan, gazetecidir.”
Uğur Mumcu gazeteciliği yaşıyor ve yaşayacak!
Bir avuç gazeteci de kalsak yaşayacak, yaşatacağız!
Hükümetler ve güç odaklarına karşı savaşmayı göze alarak yaşatacağız!
Gerçeğin peşinden koşup, haksızlıklara karşı çıkıp, halk adına hesap sormak için yaşatacağız!
22. Adalet ve Demokrasi Haftası’nın ana başlığındaki “Suçlular ve Güçlüler ” ile savaşmak için yaşayacak Uğur Mumcu gazeteciliği...
Uğur ağabeyi katledilişinin 22. Yılında saygı ile anıyorum...
Rahat uyu ağabey senin gazetecilik anlayışını öldüremeyecekler!
Denediler, yine deneyecekler ama Uğur Mumcu gazeteciliği sonsuza kadar yaşayacak!

Önceki ve Sonraki Yazılar