Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

“ULAN”a düştük ULAN’a (!)

Anayasa Referandumu sırasında da yazıldı, çizildi.
‘Bir kişi, hem Cumhurbaşkanı, hem de bir siyasi parti genel başkanı olunca işler çok karışır’, denildi.
Aynı kişi ne zaman hangi sıfatla konuşuyor?
Cümlesinin başında şu sıfatla konuşuyorum demez ise ne olacak?
Karşısındaki insanlarda bilmeli bunu.
Mesela bir parti genel başkanı diğer bir partinin milletvekillerine “ulan” diyebilir belki.
Bağırıp, çağırabilir.
Tıpkı, mutlak hâkim padişahlar gibi.
Sen de dilediğin gibi verirsin cevabını.
Eskiden istediğini zindana, istediğini cellada kellesini kesmeye gönderirdi krallar, padişahlar.
Ama demokratik bir Cumhuriyet ‘de yaşanıyorsa böyle yapamaz hiç kimse!
Yapsa da, bir yere kadar.
Sadece ülkesine ve kendisine zarar verir sonuçta.
Yine de yapanlara, kendisini ancak böyle ifade ediyor denilir!
Sonuçta herkes kendine yakışanı yapar.
İsteyen güler geçer, isteyen de şikâyetçi olur, dava açar.
Ama Cumhurbaşkanlığı sıfatı altında bunlar yapılınca durum değişiyor elbette.
Ama bir Cumhurbaşkanı  böyle hakaretler yapabilir mi?
Cumhurbaşkanı tüm yurttaşları ve devletin bütünlüğünü temsil eder.
Hele ülkemizde, Cumhurbaşkanı makamı Anayasal olarak en saygın makamdır.
Çok kızarsınız, vatandaş olarak  bir parti genel başkanına veya siyasetçiye sinkaf çekebilirsiniz ama bir Cumhurbaşkanı’na bunu yapamazsınız.
Yapmamalısınız!
Yakışık almaz ve ağır suçtur.
Zira O hepimizi, tüm devleti temsil eder.
Cumhurbaşkanı, Türk Ceza Kanununda özel olarak korunmuştur bu anlamda.
Örneğin TCK 299. Madde Cumhurbaşkanı’na hakareti düzenler.
Peki, bir kişi siyasetçi olarak mı, Cumhurbaşkanı olarak mı hakaret gördü, nasıl ayırt edilecek?
16 Nisan referandumunun acı sonuçlarını yaşıyoruz hep birlikte.
OHAL koşullarında KHK ve Torba yasalarla yönetilen bir zamanda, hakaret, tehdit ve azarlamalarla siyaset yapılıyorsa duvar göründü demektir.
Ülkeyi ayakta tutan değerler ve konsensüs zemini 7,4 ile sınanıyor.
Bu kadar yıkıcı bir ortama kim ve niçin ihtiyaç duyar?
Ne bu şiddet, ne bu celal?
Hangi menfaat veya koltuk ülkeyi bu kadar germeye değer?
Hiç biri!

Önceki ve Sonraki Yazılar