Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

Umre yolunda Tekbir

İkinci Dünya Savaşı sonrasında Soğuk Savaş dönemi başladı.
Kapitalist ve emperyalist taraf için düşman ve bu düşmana karşı kullanılacak silah gerekiyordu.
Komünistler düşman ilan edildi din ise en etkin silah olarak belirlendi.
Yahudilik, Hıristiyanlık ama daha çok Müslümanlık.
Petrol, para, aptallık ve ihanet en çok Müslümanlar’da bulunuyordu.
Suudi Arabistan ve Müslüman ülkelerin işbirlikçi iktidarları bu iş için seferber edildi.
Sovyetler Birliği’nin Afganistan işgali emperyalist ve kapitalist sistem için müthiş bir fırsat oldu.
Suudi Arabistan’ın parası ile CIA Afgan mücahit gruplarını kurdu.
Sonrasında Kaide ve Taliban.
Afganistan'a komşu Pakistan tüm planların kilit ülkesi oldu.
Sonrası biliniyor.
11 Eylül oldu, Afganistan işgal edildi ve Taliban ideolojisi ile beslenen Kaide’ci militanlar dünyanın dört bir tarafına dağıldı ya da ihraç edildi.
İslam Müslümanlar’ın eliyle hançerlendi.
Peşinden Irak işgal edildi.
Emperyalist ve kapitalist sistem yeni model arayışına koyuldu:
AKP.
2010 sonunda ‘Arap Baharı’ başladı, AKP hayranı Müslüman Kardeşler Mısır’da iktidar yapıldı ve Kaide lideri Bin Ladin Mayıs 2011’de öldürüldü.
Hem de kahraman edildiği Pakistan’da.
Afganistan’dan çıkıp Pakistan’dan dünyaya dağılan Kaide’ciler yeni göreve hazırdı.
Görev alanı bu kez Suriye.
Akın akın Türkiye’ye taşındılar.
Hedefte ‘Kâfir Alevi Esad’ vardı.
Afganistan olayında olduğu gibi Sovyet ya da Rus işgali yoktu ama Suriyeli Alevi Esad solcu ve laik yani katmerli kâfirdi.
Ona karşı kullanılan silah da din olmalıydı.
Suudi ve Körfez parası ve Vahabi mezhebi hemen devreye sokuldu.
Pakistan’ın yerini bu kez Türkiye aldı.
Afganistan olayında Pakistan ne yaptıysa Türkiye Suriye olayında kat kat fazlasını yaptı ve yapıyor.
Afganistan'da onlarca ‘Mücahit’ grup, Kaide ve Taliban vardı Suriye olayında yine onlarca ‘cihatçı’ grup, Nusra ve IŞİD var.
İslam bir kez daha Müslümanlar’ın eliyle hançerlendi.
Bu kez IŞİD eliyle.
Emperyalist ve kapitalist sistem bu oyunu çok iyi oynadı.
Afganistan’a Sovyetler’i Pakistan üzerinden sıkıştırdı, şimdi de Türkiye’yi kullanarak Rusya’yı Suriye’de hırpalamak istiyor.
Belki de Ukrayna’nın intikamını almak istiyor.
Belki de kendine bağlı ve bağımlı iktidarları test ediyor.
Belki de Suriye, Irak, Mısır, Libya, Yemen’i perişan ederek İsrail’i sonsuza dek rahatlatmak istiyor.
Senaryo berbat, oyuncular figüran ama yönetmen çok zeki.
Finansör aptal Suudiler...
Adamlar 1945’ten bu yana bu coğrafyanın tüm pisliklerinde varlar.
Bu ülkenin dışişleri bakanı geçenlerde itiraf etti: Son 40 yılda 90 ülkeye 115 milyar dolar yardım ettik.
Bakanın ülke dediği aslında Vahabi ideolojisine yani emperyalist ve kapitalist sisteme hizmet edenlerdir.
Yani hükümetler, partiler, örgütler, dernekler, okullar, cemaatler, camiler ve din adamları.
Kendi ülkelerini perişan etmek için.
İslam’ı gerçek değerlerinden boşaltmak için.
İslam’ın günah ilan ettiği her şeyi helal kılmak için.
Kaide ve Taliban'ın başlayıp bitiremediği işi IŞİD, Nusra, Boko Haram, el-Şabab ve benzeri ruh hastalarına tamamlattırmak için.
Önce Pakistan şimdi de model Türkiye’nin yardımıyla.
Gazaları mübarek oldu olacak.
Tekbir: Allahu Ekber.
Biraz daha kan aktı mı bu iş tamam.
Günahlar yıkanır Umre yoluna koyulur.
Allah kabul eder mi?
Ben bilmem Putin bilir!

Önceki ve Sonraki Yazılar