Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

Umudumuz İdi Amin

 Koçaryan'ı 1993'te Karabağ savaşı sırasında tanıdım.  O sıralar Ermeni kuvvetler komutanıydı.  1998'de Ermenistan Cumhurbaşkanı seçildiğinde atlayıp Erivan'a gittim.  Kendisiyle röportaj yapan ilk gazeteci bendim.  Dışişleri Bakanı ise Halepli Vartan Oskanyan'dı.  Her ikisiyle uzun uzun konuştum.   Koçaryan 'Göreceksin soykırımın 100. yıl dönümünde  birçok önemli ülke bu konuda karar almış olacak' dedi.  Tarih: Haziran 1998.  2015'e yani 100. yıla 17 yıl vardı.  Döndüm Koçaryan'ın söylediklerini yazdım ve anlattım ama  ciddiye alan olmadı.  Şimdi herkes Alman meclisinin kararına kızıyor.  Alman kamuoyu uzun süredir AKP ve Erdoğan'a çok kızgın.  İslamcı örgütlere verdiği destek, mülteciler  ve demokrasi ile özgürlüklere yönelik saldırılarından dolayı.  Almanlar ve bütün dünya şimdi artık Ermeni konusunu konuşuyor.  Kızanlar kızıyor ama yakında unutulur.  Yoksa 4 milyon Rus turistten sonra 4,5 milyon Alman da gelmez.  Öfkeyle kalkan zararla oturur.  Hatırlayın başka ülkelere de kızılmıştı.  Örneğin Fransa ve İtalya.  AB'nin önemli  iki ülkesinin parlamentoları soykırımı tanıdı ve tanımayanları  cezalandıran yasaları kabul etti.  Kısa bir süre için kıyamet koptu ama sonrasında herşey normale döndü.  İş bununla  da kalmadı.  Dönemin Başbakanı Erdoğan 4 Eylül 2008'de Fransız meclisinin kararınızdan iki yıl sonra Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozi ile el ele tutuşarak Şam'a gitti.   Yanlarında Katar emiri Hamed de vardı.   Amaç Katar gazını taşıyacak boruları Suriye topraklarından geçirip Türkiye'ye buradan da Avrupa'ya ulaştırmak.  Amaç; Avrupa’yı Rusya'nın gaz tekelinden kurtarmak.  Esad 'Hayır' dedi.  Dediği için Erdoğan-Hamed-Sarkozi Esad'ın yani Suriye'nin üzerine çullandı.  Suriye'de yaşayan herkes gibi  500 bin kadar Osmanlı tehcirinden kalma  Ermeni de çok acı çekti.  Osmanlı'yı soykırımla suçlayan Sarkozi Suriyeli Ermenileri hatırlamadı bile.  Sarkozi devrilinceye kadar Erdoğan'ın dostuydu ve hiç kimse Fransa'nın Ermeni konusundaki tavrını hatırlamadı.  Görevini kötüye kullanan ve yandaşı savcıları önemli görevlere atayan Sarkozi 1 Temmuz 2014'te aniden gözaltına alındı. Bir gün sonra serbest bırakılan Sarkozi'nin yargılaması sürüyo0r.  Fransız şirketleri ise Türkiye'de milyarlarca dolar kazanmaya devam ediyor.  Tıpkı İtalyan şirketleri gibi.  Peki, soykırımı 2000 yılında onaylayan İtalya ile ilişkiler ne oldu?  Kısa süreli 'sinir hali'nden sonra herşey normale döndü.  O kadar da değil.  İtalya'nın namı-değer çapkın Başbakanı Berlusconi 10 Ağustos 2003'te evlenen Bilal  Erdoğan'ın nikâh şahidi oldu.  Kadın ve genç yaştaki kızlarla ilişkilerinden dolayı yargılanan Berlusconi hapse atıldı ve kesin Ermenileri unuttu.  Peki, ABD'de durum ne?  PYD konusunda Türkiye ile nasıl dalga geçtiğini unutalım.  Her 24 Nisan'da Amerikan Başkanı bir konuşma yapar ve 1915'te  yaşananları 'Büyük  felaket' diye tanımlar.  Ankara 'Soykırım demedi' diye sevinir ve bir sonraki 24 Nisan'ı beklemeye koyulur.  Çaresiz ve hiçbir şey yapamadan.  Ermenilere göre ABD tavrı çok önemli.  ABD 'soykırım' derse işte o zaman konu BM'ye taşınır.  ABD'de 41 eyalet parlamentosu soykırımı tanımış durumunda.  Soykırımı resmen tanıyan ülke sayısı şimdilik 29.  Ermeniler bu işin peşini bırakmayacak.  Ankara hamasi söylemlerin ötesine geçememenin sıkıntısını yaşıyor.  Tepki göstermesi kolay değil.  Ankara AB ve batılı ülkelere her alanda ve konuda muhtaç.  Bakmayın siz hamasi konuşmalar ve havada uçuşan tehditkâr söylemlere.  Osmanlı mirasçısı olmak kolay değil.  Ankara yani AKP onlarca nedenden dolayı Almanya'yı kızdıramaz.  ABD'yi asla.  Obama'nın bir telefonu yeter.  Hep birlikte Suriye'yi yıktılar.  Hep birlikte on binlerce yabancı ruh hastasını Suriye'ye taşıdılar.  Ama şimdi AKP yani Türkiye yalnız.  Giderek daha da yalnızlaşacak.  Türkiye'ye kazık atmak  için sırada başka ülkeler var ve olacak.  Bir kez olsun bana inanın.  Türkiye'yi seviyorsanız gerçeği görün.  Böyle giderse İdi Amin bile sizi kurtaramaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar