Erdoğan ile Davutoğlu'nun esnaf çatlağı!

AKP İktidarının sözcüleri ve destekçileri aylardır Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasındaki uyumu, “ileri demokrasiye” örnek gösteriyorlar. Gerçekten de eşi benzeri görülmemiş bir “ahenk” söz konusuydu. Erdoğan ne derse Başbakan Davutoğlu da aynını söylüyordu. Hükümet hangi icraata imza atsa Çankaya’dan destek buluyor; Erdoğan ne söylerse iktidar arkasında duruyordu. Erdoğan “yarı Başkan” gibi ABD’de IŞİD pazarlığı yapıyor, Davutoğlu anında desteğini açıklıyordu.
Herkesin “bu kadar uyuma pes” demeye hazırlandığı sırada Ahilik haftası geldi çattı. Dillere destan uyuma ilk gölge düştü! Davutoğlu, hafta sonu 27. Ahilik Haftası törenlerine katıldı. Ahilik, Ahi Evran tarafından Hacı Bektaş Veli’nin tavsiyesi ile kurulan bir esnaf dayanışma teşkilatı Ahilik bir anlamda “iyi ahlakın, doğruluğun, dürüstlüğün, kardeşliğin, eşit, adil paylaşımın, yardımseverliğin, aza tamah etmenin” o dönemdeki felsefi içeriği ağır basan sosyo-ekonomik düzeni...
Konu Ahilik olunca Davutoğlu, “Ben de esnaf çocuğuyum” diyerek söze başladı ve Erdoğan ile belki de ilk kez ters düşen, çelişen, onun dönemine eleştiriler getiren cümleleri ardı ardına sıraladı. İster belagat şehveti deyin, ister bilinçli bir çıkış...  Ahilik kültürünü iyi bilen Davutoğlu, ayakkabı ustası dedesinin meslektaşlarına sahip çıkmak zorunda hissetmişti kendisini. Hem de Erdoğan ile belki de ilk kez ayrı düşme pahasına. Şöyle seslendi Ahilerin torunlarına:
“Ben de bir esnaf çocuğuyum. Dedem ayakkabı ustasıydı. Kayınpederim de öyle. Allah kapımıza haram yaklaştırmasın. Bir zerre haram yiyeceğime bin yıllık esaret ve acı çekerim. Buradan esnaf geleneğinin sürmesi bakımından bütün ilgili taraflara bir kez daha seslenmek istiyorum; kesinlikle mahalle esnafını AVM’lere ezdirmeyeceğiz, onları koruyacağız...”
Esnaf çocuğu Davutoğlu bu cümleleri kurarak  “büyük uyumu”  bilerek ya da bilmeden bozmuş oldu. Erdoğan ile Davutoğlu arasında istemeden de olsa ilk kez bir “AVM çatlağı ortaya çıktı. Bu çatlak öyle küçük bir çatlak da değil. Erdoğan Hükümeti’nin 12 yıllık AVM politikasına temelden eleştiri getiren bir karşı duruş!
AKP Hükümeti’nin düne kadar sürdürdüğü o politikayı Erdoğan bizzat planlayıp,  yürütmüş ve bugünlere getirmişti. “Bakkallar birleşsin” diyerek binlercesinin kapanmasına neden olmuş, AVM’leri bilinçli olarak teşvik etmişti. Gezi direnişinin başlangıcı olan Taksim’e AVM dikmeye kalkacak kadar da ileriye taşımıştı iddiasını. En son Ankara’da Rize’den hemşerisi Fatih Erdoğan’ın sahip olduğu Pasifik Grubu’na ait Next Level’ın kurdelesini kesmiş, herkese  “açabildiğiniz kadar AVM açın” mesajını bizzat vermişti. Özetle küçük esnafı bitiren tercihin yaratıcısı ve destekçisi bizzat Erdoğan’ın kendisiydi.
AVM’ler Erdoğan hükümetleri döneminde İstanbul ve Ankara başta olmak üzere ülkenin her kentine ölümcül virüs gibi yayılmış, irili ufaklı esnafı bitirme noktasına getirmiş, çoğu kapısına kilit vurmak zorunda kalmıştı. Anımsatmak yeterli ve inandırıcı olmayabilir. Gelin bunu yine AKP’li bakanların altında imzası bulunan resmi belgelerden rakamlara dökelim.
CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, küçük esnaf yok olma noktasına getiren AVM sorununu Meclis gündemine taşıdı. Nazlıaka’nın sorularına yanıt son kabine değişikliğinde koltuğundan olan, dönemin Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’dan geldi. Rakamlar, AVM’lerin bakkal ve büfe esnafını nasıl bitirdiğini net biçimde ortaya koyuyordu.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre; Türkiye genelinde Mart 2014 itibari ile bakkal ve büfe işletme sayısı 165 bin 908 idi. Oysa 2008’de bu rakam 236 bin 189’u buluyordu. Buna karşılık Türkiye’de 333 AVM var. İstanbul’da 96 AVM faaliyet gösterirken, mega kentte 2015’e kadar 20 yeni AVM’nin daha faaliyette geçmesi bekleniyor. Ankara’da AVM sayısı şimdilik 36 civarında.
Peki küçük esnafın durumu nedir? 2007 ile 2013 yılları arasında Türkiye genelinde açılan bakkal, bayii, büfe işletmelerinin sayısı 142 bin 081. Aynı süre içinde kapanan bakkal, bayi ve büfe işyerlerinin sayısı ise korkunç boyutlara ulaşmış! Tam 111 bin 331 işyeri kapısına kilit vurmak zorunda kalmış! Altı yıl içinde yaşam savaşı veren işyeri sayısı ise 30 bin 750. Onlar da kapanmamak için direniyorlar! Ankara genelinde de 2007-2013 arasında açılan 4 bin 299 bakkal, bayi, büfe işletmelerinin 3 bin 702’si de bugün resmen kapanmış durumda...
TESK’in 2005-2014 verileri de iç acıcı değil. AKP iktidarının son 9 yılında toplam 1 milyon 145 bin 641 esnaf ve sanatkâr mesleği bırakarak sicil kaydını sildirmiş! Yıllık ortalama 135 binlere ulaşıyor. Ocak 2005-Şubat 2014 döneminde ticari faaliyeti bırakan esnaf ve sanatkâr sayısı, aynı dönemde bu alanda faaliyete geçenlerin yaklaşık dörtte üçünü oluşturuyor.
Bunlar Erdoğan Türkiye’sinin rakamları. Tablo, Erdoğan yönetimindeki AKP iktidarının küçük esnafı, bakkalı büfeciyi, pıtrak gibi çoğalan AVM’lere, büyük sermaye gruplarına tercih ettiğini açıkça ortaya koyuyor.
Gelinen noktada ezen de belli ezilen de...
 ”Sizi ezdirmeyeceğim” diyerek Erdoğan’ın AVM politikasını mahkum eden ve ilk kez çelişen Davutoğlu bu çıkışının arkasında durabilecek mi?
 Onu da yasal düzenleme Meclis’e geldiğinde
göreceğiz...

Önceki ve Sonraki Yazılar