Elif Doğan Şentürk

Elif Doğan Şentürk

Vahşet

GAZZE’DE bombalar patlarken, ABD’nin İsrail Büyükelçiliği’nin Tel Aviv’den Kudüs’e taşınması kokteylinde şampanyalar patladı. 
Dünya bu vahşeti canlı canlı izledi. 
Çoluk-çocuk, genç-yaşlı demeden kalabalığa ateş açan gözü dönmüş katiller, insanları katlederken, binlercesini yaraladı. 
Gazze’de onlarca insanlar ölürken, binlerce insan yaralanırken açılış töreninde Trump’ın kızı Ivanka’nın yüzünde güller açıyordu.
Trump ise mesajında “Tebrikler. Bu gerçekten çok büyük bir çabaydı” diye seslendi.
Evet, Ivanka gülümsüyordu. Çünkü babası sözünü tutmuştu ve Suriye’de olduğu gibi Irak’ta olduğu gibi çocuklar öldürülüyorlardı.
Peki, Mavi Marmara’da da aynı şeyi yapmadılar mı? 
Vatandaşlarımız, barbar İsrail askerleri tarafından katledildikten sonra biz ne yaptık?
Önce, bu olayı iç politikanın vazgeçilmez malzemelerinden bir haline getirdik. Mikrofonu her elimize aldığımızda Mavi Marmara’yla başladık söze, Mavi Marmara’yla bitirdik. Bağırdık, çağırdık. Kelimenin tam anlamıyla bir iç siyaset malzemesi yaptık. 
Sonrada İsrail hükümetiyle anlaşarak davalardan vazgeçtik.
İktidar bu hatayı bir daha yapmamalıdır. 
Bu katliam sadece iktidara oy verenlerin ya da AKP yöneticilerinin değil, 80 milyonun yüreğini acıtmıştır. 
Nitekim Erdoğan gibi, diğer cumhurbaşkanı adayları da aynı sertlikte olayı kınamışlardır.
İnce, Akşener, Karamollaoğlu, Perinçek en üst perdeden bunun bir vahşet olduğunu ifade etmişlerdir.
Gönül isterdi ki bütün adaylar, aynı kürsüye çıkarak, bu katliama karşı ortak bir duruş sergilesinler. Ancak maalesef öyle olmadı. Tam da seçimlere ramak kalmışken, Erdoğan’ın bu olayla ilgili İstanbul ve Diyarbakır’da iki miting yapacak olması, acaba yine iç siyasete malzeme mi yapılacak tereddüdünü arttırıyor.
Mesela Erdoğan, bütün adayları arayarak “Bu olay partiler üstü, gelin birlikte kürsüye çıkalım” deseydi kötü mü olurdu, hayır olmazdı. Hatta gittikçe gerginleşen siyasi havanın yumuşamasına bile vesile olabilirdi. Umarım herkesin aynı duygularla kınadığı bu insanlık dışı vahşet, iç siyasetin hatta seçimlerin bir siyasi argümanı haline gelmez. Yani meydanlarda kötüye giden ekonomi, can çekişen adalet, çıkmaz sokaktaki demokrasi ve kelimelere hapsedilmiş özgürlükler yerine, sabah akşam bu katliam konuşulmaz.
Eğer öyle olursa hem mağdur ve mazlum Müslüman Filistin halkına, hem de belki de tercihlerini başka yönde kullanabilecek, seçmene ayıp edilmiş olur.
Çünkü bu dava bir bütünlük içinde tavır konulması gereken bir davadır ve hiçbir siyasi partinin tekelinde değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar