Din adına vahşet ve dehşet!

Herkes bundan şikâyetçi. Ortaçağın engizisyon mahkemeleri döneminde bile böylesine yoğun şikâyet yoktu. Çünkü engizisyon cellatlarının yaptıkları sadece Hristiyan camiayı ilgilendiren bir mesele olarak algılanıyordu. Kilise, engizisyon felsefe ve ruhunu başka kitlelere dayatmı-yordu.

Bugün, Müslüman yaftalı birileri, vahşet ve dehşeti üretmekle kalmıyor, bunun ‘ebedî hayatı kurtaran bir nizam’ olduğu yolunda bir propagandayla dünyanın uykularını da kaçırıyor. İn-sanlık bu eşi-menendi görülmemiş vahşete karşı elbette savunmaya geçecek, elinden gelen her türlü tedbiri alacaktır. Bu arada, fırsatı ganimet bilen Müslüman düşmanı birileri de olup bi-tenleri yirmi dört saat dünyanın dört bir yanına yayıp Kelimei Şehadet aleyhine propaganda yapıyor.

Esas sebep kimler?

Müslüman geçinenler. Bu ne demek? Bugün Müslümanın en büyük düşmanı Müslümanın kendisi demek?

“Allah, aklını işletmeyenler üstüne pislik indirir” (Yunus, 100) diyen Kur’an işte, yaşanan bu gerçeklere dikkat çekiyor. Yoksa gökten kazurat filan yağmaz.

İlkel dinci tasallutun sebep olduğu feryat, binlerin, yüzbinlerin, milyonların feryadıdır. Kimisi sesini duyuruyor, kimisi duyuramıyor. Ve bütün bu dehşet verici zulümler ‘İslam-din’ avukat-lığına soyunmuş ruh hastası azmışların saltanat tutkularını tatmin için yapılıyor. Şimdi birileri şunu sormakta haksız mıdır: İnsanlık, ‘İslam’ adı altında sergilenen bu vahşet ve dehşetten kurtulmak uğruna almak zorunda kalacağı ‘tedbirler’ açısından mazur sayılmalı değil midir?

Şimdi, bir Müslüman ailenin Müslüman çocuğunun körpe dimağında ve ruhunda açılan yara-nın vücut verdiği acıya bakalım. O yavrunun feryadına kulak verelim. Ve dünya bunları deh-şet içinde konuşurken, Atatürk Türkiyesinin başına katranlı bir bela gibi çökmüş Maun müc-rimi talancı çarpıkların, Pavlus manastırlarına has kafa sarmalamayı cumhuriyetin anaokulla-rına kadar ‘tamim’ etme girişimlerinin dehşetini de akılda tutalım.

Ve bir feryat örneği olarak Elif Asena Yârangünü adlı kızımızın mektubunu okuyalım:

“16 yaşındayım, Almanya'da yaşıyorum; burada okula gidiyorum. Ama aşağıdaki resimler (kitaba örnek olarak konmuş burkalı, peçeli resimler) beni üzdü. Güya Müslüman'ların giyin-me tarzını gösteriyorlar. O resimlere göre ailem ve ben Müslüman değiliz. İngilizce kitabım-da yer alan bu resimleri her sene birçok öğrenci görüyor. İslam konusunda sadece bu gibi şey-ler gösteriliyor. Bir defasında, New York’ta vurulan İkiz Kuleler üzerine bir film izlemiştik. Orada şöyle diyordu: ‘El Kaide militanları camiye bu planı yapmaya gidiyorlardı.’ Bunları İslam'ın temsilcisi olarak gösterip İslam'ı kirletiyorlar.”

“Batı medyası İslam konusunda yanlış bilgi yaymakta. Bu kitabın yazarından o resmin altya-zısını değiştirmesini isteyebilir miyim? Yaptığınız her şeyden dolayı teşekkür ederim. Onlarca kitap yazıp birçok kişiyi aydınlattınız. Kendinize iyi bakın, siz bize daha çooook lazımsınız!”



Önceki ve Sonraki Yazılar