​Varto'yu atlamamak!

Şaka gibi… Belki rastlamışsınızdır yandaş kanalların birinde. “Çelikten Gövdeler” adında bir hafif tank reklamı dönüyor. Anladığım kadarıyla Türkiye’nin savunma sanayisini öven bir program yapılmış. Kim mi sunuyor tanıtımı? Başbakan Davutoğlu tabii ki…. Kravatsız rahat gömleğiyle, yumuşak bir ses tonuyla fason üretim tankları övüyor başbakan. Gerçekten şaka gibi. Sanki kütüphaneden kitap önerir gibi rahatlığı var.

2012’den itibaren süren ateşkes bitmiş, bölge 1990’ları aratmayan kan-barut atmosferine girmişken böyle bir reklam... Pes dedirtiyor. O kadar açık ki bu “şahin” duruş. Bölgedeki gerilimi kullanarak, “bak bizden sonra neler oldu?” fırsatçılığını anlamamak mümkün değil. Hesap başkanlık yolunda bir engel olan HDP’yi gelecek seçime kadar gözden düşürmek. “Bakın bizsiz neler oldu?” fırsatçılığı kendilerince. Ama sonuç: Kan ve barut!

Bakmayın HDP üzerinden yazılan bildik beyaz Türk, viski, solcu Nişantaşı ve Boğaz retoriğine. AKP herkesten iyi biliyor HDP’nin yoksul Kürtlerden oy aldığını; Bağcılar veya Esenler’den akan oyu bilmediğini mi sanıyorsunuz. Büyük bir tabanın ayaklarının altından kayıp gittiğini görüyor.

Milliyetçilik denince  AKP ve MHP’nin ortalama sağduyuda nasıl da ortak davrandıklarını biliyoruz. Bu yeni değil; şimdi keşfetmiyoruz. AKP’nin huzursuzluktan oy devşirmekten başka bir çaresi yok artık. PKK üzerinden yükselen bir milliyetçilik dolayısıyla MHP’den ve Sözcü gibi gazetelerde billurlaşan seküler orta sınıftan “istikrar” adına oy alacağını hesaplıyor. Ama tutmayacak!

RTE’nin “artık rejim değişmiştir” salvosuna, bölgeden “özerklik” ilanları geliverdi. Ateşkesin sona ermesiyle birlikte PKK-HPG’nin “serhildan” çağrısı da bekleniyordu. Bu anlamda Muş Varto’daki gelişmeler fazlasıyla önemli ve ileriye dönük işaretler taşıyor.

1984 yılında PKK, Eruh ve Şemdinli'de ilk büyük ölçekli silahlı eylemini gerçekleştirmişti. Bir ilçeyi ele geçirmek, devletten “geri” almak için yapılan büyük ölçekli bir saldırıydı. Oysa şimdi durum daha farklı; aradan geçen 30 yılda büyük bir halk tabanına sahip oldu. Varto’yu veya ileride gerçekleşecek başka olayları bu açıdan düşünmek gerekiyor. Bu Kandil için geri dönüşü zor bir seçim de olacak aynı zamanda. Kürt hareketi için zorunluklar barındıran büyük bir seçimden bahsediyoruz. Ağır ama gerçek!
Uzun “sivil” bir müzakere sürecinden sonra, dönüşü zor olacak hamleler demek oluyor bu. Kürt hareketi ikinci ve daha sert bir silahlı evreye girmiş bulunacak. Üstelik ovada koşturulan onca zamandan sonra.

Fazlasıyla hassas zamanlardan geçiyoruz. İkinci bir ateşkes ancak AKP’siz bir Türkiye ile mümkün olacak. Öyle görünüyor.Başka da çare yok!
NOT: Maalesef sürekli gazetede bulunamıyorum. Kitap ve iletilerinizi, İFSAK: İstiklal Cad. Ayhan Işık Sok. No:32/2 34433 Beyoğlu / İstanbul adresine gönderebilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar