Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Vazgeçilmezlerimiz

Ülkemizin sosyal ve politik yaşamında;
ATATÜRK’ümüz ve O ’nun kurduğu CHP ve TBMM,
Parlamenter Demokratik Laik Parlamenter Sistem ve 1961 Anayasa’sıyla ülkemize yerleşen Hukuk Devleti,
Özgür Medya (ve Sosyal Medya) ve Özgür Meydanlar artık vazgeçilmez yer kazanmıştır!
Bunlardan ülkemizde artık hiç bir güç ve iktidar vazgeçemez.
Bunlardan vazgeçen herhangi bir iktidar uzun, orta ve hatta kısa vadede aslında kendinden vazgeçmiş olur. 
Her ne kadar OHAL ilan edilen şu günlerde tersi bir manzara görünüyor gibiyse de, iktidarda kim olursa olsun, artık muhalefet partilerini ve özgür basını daha çok dikkate almak zorunda kalacaktır.
İktidarda kim olursa olsun bunlar iktidarın kendi varlığı için bir gerekliliktir.
Başbakan Binali Yıldırım ne demişti?  
‘OHAL halka değil, devlete uygulanacak’.
OHAL’ e dayanan Kanun Hükmünde Kararnameler,  darbe girişimini örgütleyen, fiilen kalkışan ve destekleyen asker- sivil tüm suçlular hukuk çerçevesinde elbette cezalandırılmasında etkin olarak kullanılacaktır.
Buna itiraz eden olmaz.

Fırsatçılık tuzağı

Çok cazip ve kolay yoldur fırsatçılık tuzağı.  Ama tehlikeli ve çıkmaz yoldur.
Ancak kim ile ilgili olursa olsun hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük ve sahtekârlıkların bu çirkin darbe girişimiyle üstlerinin örtülmesi hiç kabul edilemez.
Fırsatçılık yapılması, hazır ortam elime geçmiş ne istersem yaparım fantezisi ancak darbecilere yakışır.
Unutulmasın, darbecinin her türlüsü makbul değildir!
Sadece iktidar partisi içinde değil, örneğin MHP’de de benzer davranışlar kendini göstermeye başladı bile…
Demokratik minderde deviremeyecekleri Meral Akşener’i tedbirli olarak disipline sevk etmeleri gibi.
Olağanüstü Hal, darbe girişimine ve muhtemel yeni kalkışmaya karşı düzenlemeleri kapsar.
Yoksa yeni bir devlet düzeni ve sistemi kurmayı değil!
Parti içi iktidar sorunlarını kullanmak için hiç olmaz!
Aksi halde amacını çok aşar ve yaratılan yeni mağduriyetlerle yeni daha büyük sıkıntılara yol açar.
OHAL kararları hukuka ve darbeyi engelleyen en büyük ortak irade TBMM ile uyum içinde olduğu ve adilce uygulandığı ve fırsatçılığa dönüşmediği sürece,  sorun olmaz.
Hukuk ve vicdana uygun davranıldığı, demokrasiye ve laikliğe sahip çıkıldığı takdirde ve hep birlikte darbelere ve diktatörlüğe hayır diye haykırdığımızda ülkemiz kazanır.
Aksi halde kazandığını sananlar dâhil, hepimiz kaybederiz.
Fetö olmadı, şu, bu cemaatle devam derse iktidar kanadı, aynı sorunları daha feci yaşatır memleketimize.
Cemaat ile siyaset yapmanın maliyetini yaşadık.
Bedelini hepimiz ödüyoruz.
Yıllardır parsel parsel hizmet ettikleri ve ne dediyse yaptıkları, ama zoru görünce anında sattıkları “Fettullah Hoca Efendileri” nin yeminli düşmanları oluverdiler birden.
Bunların darbe başarılı olsaydı ertesi sabah Fetö’nün salya sümük suratını öpmek için birbirlerini çiğneyerek ona koşuşturacaklarından hiç şüphem yok!
Bunlar utanmayan, yüzleri kızarmayanlardır.
Allahım ne kadar çok riyakâr ve sahtekâr yetişmiş memleketimizde!


Önceki ve Sonraki Yazılar