Meclis'ten eğitime bakış !

Dün Sokak TV ekranlarında yayınlanan "Yarınlar” programımızın ilk bölümüyle izleyicilerimizle buluştuk.  Eğitimde yaşanan gelişmeler, yönetmelik değişiklikleri ve sorunlar o kadar fazlaki bir saatlik program süresi bile yetmedi. Önümüzdeki haftalarda özellikle TEOG, YGS-LYS ile ilgili uzman konuklarımızla program yapacağız. "Yarınlar" farklı konsepte bir eğitim programı olacak ve merak ettiğiniz tüm sorularınızı bize sorma imkanınız olacak. Bu nedenle her Cumartesi saat: 11.00-12.00 arasında gözünüz bizde olsun.
Normalde Meclis'te, "Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu" üyesi olan, CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt 'ün, eğitimle ilgili de birçok soru önergesi var. Kadir Bey'in program boyunca anlattıkları gerçekten dikkat çekiciydi. Eğitimle ilgili kararlar Meclis'ten çıktığı için açıkçası ben de söyleyeceklerini merak ediyordum. Meclis'te muhalefet partilerince Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın, yanıtlaması istemiyle verilen sayısız soru önergesi var.
Peki...      Soru önergelerine yanıt veriliyor mu?
Kadir Bey'in bu soruya cevabı gerçekten hayret vericiydi! "Soru önergesi veriyoruz ama aradan aylar geçmesine rağmen birçok sorumuz yanıtsız kalıyor. Yanıtlananlar ise, kısa cevaplar şeklinde değerlendiriliyor ya da açıklama yapılacak gibi sözlerle geçiştiriliyor."
Bakın, hangi iktidar yaparsa yapsın, bu yaklaşımın hiçbir demokratik ülkede olmaması gerekir. Çünkü eğitim bu ülkede herkesi ilgilendiren bir konu. Bu nedenle herkesin talebine cevap verilmesi gerekmez mi?  Eğitim sorunlarını, iktidar muhalefet olsun herkesin elele vererek çözmesi gerekmez mi?
Ayrıca programda diğer konuğum da, Eğitim Sen Eski Genel Başkanı Alaaddin Dinçer'di. Alaaddin Bey, "Özellikle son yıllarda eğitimin siyasallaştığını belirterek, bu konuda eğitimin kaygı verici bir noktaya geldiğini, ayrıca mevcut TEOG sisteminden kaynaklanan sorunların hala devam ettiğini ve önümüzdeki sene bu sistemin mutlaka revize edilmesi gerektiğini" belirtti.
Nabi Bey'e önerim!
Geçen gün “Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği” taslağı ile ilgili bir yazı kaleme almıştım. Tabi yönetmelik taslak halinde olduğu için, Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, gelen tepkiler üzerine taslağın yeniden şekillendirilerek yasallaşacağını belirttiler. Konuyla ilgili olarak, AA'ya açıklama yapan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) İnsan Kaynakları Genel Müdürü Hamza Aydoğdu, "Özellikle 8 yıl aynı kurumda bulunan öğretmenlerin yer değiştirmesi ve özel sektörde çalışan eşlerin kesintisiz 3 yıl sigortalı olması yönündeki düzenlemelere bazı eleştiriler geldiğini" söyledi. Sanırım bu iki konuda da bir değişikliğe gidilecek.
Bakın, geçen gün de belirttiğim gibi, eğer dinamizim ve kan değişikliği adına rotasyon yapılacaksa bu yerinde bir karar olur. Umarım bu değişikliğin altından siyasi bir amaç çıkmaz!
Eş durumu özründe, kamu ve özel sektör arasında bir ayrım yapılması ve yönetmeliğin bu kısmının bu şekilde olması çok büyük hata olur. Bakanlık bu konuda gelen eleştirileri dikkate almışa benziyor. Umarım yönetmeliğe son şekli verilmeden bu hatadan dönülür.
Geçen gün de açıkladığım gibi, iyi şekilde planlanmış rotasyon yönetmeliği, okullara ve öğretmenlere dinamizim katacaktır. Hatta emekliliği gelen birçok öğretmenin ayrılması demek, atama bekleyen öğretmenler için yeni bir umut olacaktır. Bu nedenle öğretmenler mağdur edilmeden yapılacak rotasyonu doğru buluyorum.
Ancak benim Nabi Bey'e bir önerim olacak, 8 yıl kuralı değişir mi? Bilemiyorum ancak 125 bin ila 127 arasında öğretmenin il içinde rotasyona uğraması bekleniyor. 8 yıl kuralı bence bölgelere göre tekrar gözden geçirilmeli, özellikle öğretmenlerin en çok yer değiştirmek istediği Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde 8 yıl şartı daha yukarılara çekilmeli. Çünkü bu bölgelerimize öğretmenlerin ortalama görev süresi sadece 1.5 yıl. Her ne kadar il içi rotasyon olsa da o bölgelerimizde çalışan öğretmenlerimize daha çok kolaylık tanınmalıdır. Özellikle eş durumu özründe,  ihtiyacı olan bölgelerden başka bölgelere öğretmenlerin kolayca yer değiştirmesi sıkıntı yaratacaktır. Ancak kırsal bölgelerimizde çalışan öğretmenlerimizin o bölgelerde kalmalarını sağlamak için de birtakım iyileştirmelerin ve imkanların da sağlanması gerekir.
Kısacası, eğitimde olsun diğer konularda olsun eleştirilerin dikkate alınması ve konsensus sağlanması ile çocuklarımız, gençlerimiz kısacası halkımız ve nihayetinde Türkiyemiz kazanacaktır. Bunun böyle olmasını kim istemez ki?






Önceki ve Sonraki Yazılar