Vergi hukukuna ilişkin evraklar muhtara bırakılarak tebliğ edilemez

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca, “Mali tebliğler, kendi kanunlarında sarahat bulunmayan hallerde, bu kanunun umumi hükümlerine tevfikan yapılır.”
Kanun burada, mali tebliğlerin, kendi kanunlarında düzenlenen usule göre tebliğ edilmesi gerektiğini açıkça düzenlemiştir.
Daha açık bir tanımla, vergilendirme ile ilgili olarak yapılması icap eden tebligatlar hakkında 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerinin uygulanması, ancak, vergilendirmeye ilişkin tebliğ hükümlerinde herhangi bir düzenleme bulunmaması hâlinde mümkündür.
Bunun mefhumu muhalifinden, vergilendirmeye ilişkin bilumum vesikaların tebliği ile ilgili olarak kendi kanunlarında hüküm bulunan hâllerde Tebligat Kanunu hükümlerinin uygulanması hukuka aykırılık teşkil edecektir.
Ancak vergi daireleri tarafından düzenlenen yazıların) ki bu bir vergi/ceza ihbarnamesi veya ödeme emri de olabilir) Vergi Usul Kanunu’nda olmayan bir usulle, muhataba ulaşılamaması hâlinde muhtara bırakılarak tebliğ edildiğine şahit oluyoruz.
Hemen belirtelim ki yargı kararları ile de kesinlik kazandığı üzere, vergilendirmeye ilişkin her çeşit evrakın, Vergi Usul Kanunu’nun 93 ve devamında düzenlenen hükümlere göre tebliğ edilmesi şarttır. Vergi Usul Kanunu’nda ise muhtara bırakmak suretiyle tebliğ şeklinde bir düzenleme yoktur.
Tebligat Kanunu’nda yer alan muhtara bırakma usulünün vergilendirme ile ilgili bir evrak için kullanılması durumunda, usulsüz tebliğ sebebiyle evrakın geçersizliği sonucu doğacaktır.
Örneğin; vergi/ceza ihbarnamesinin muhtara bırakılarak tebliğ edildiğini varsayalım.
Bundan haberi dahi olmayan mükellef, dava açma süresi geçtiği için bu sefer, tahakkuk eden amme borcuyla ilgili olarak ödeme emri ile karşı karşıya kalacaktır.
İşte bu ödeme emrine karşı açılacak davada, ödeme emrinin içeriği olan borçların dayanağı olan vergi/ceza ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği, muhtara bırakma şeklinde bir tebliğin vergi hukukunda geçerli olmadığı ileri sürülerek, ödeme emrinin iptali sağlanabilir.
Yargılamalarda usulün esastan üstün olduğunu, yani dava içeriğinden evvel davaya sebebiyet veren işlemin hangi usul takip edilerek tanzim edildiğinin değerlendirildiğini unutmayın.

Önceki ve Sonraki Yazılar