Murdar edilen demokrasi

Teyyip Bey yine enteresan laflar etti. Balyoz davası sanıkları hakkında konuşurken, açıkça, “Onları biz saldık. İstemeseydik salmazdık” dedi. Ve lafı getirip 2010 referandumuna dayandırdı. O referandumda ‘evet’ çıktığı için, şimdi Yargı’da istedikleri gibi at oynatabildiklerini de ilan etmiş oldu...

Şaşırtıcı değil. Teyyip Bey herkese lütufta bulunduğunu düşünüyor. “Ben asarım, ben keserim, istersem de ben salarım” ruh halinde. Kendisini, olduğundan başka bir şey sanıyor. Bu tür sorunları var...

Tabii konumuz onun sorunları değil, memleketin yaşadığı çürüme...

***

Bu memlekette biraz akıl ve izan sahibi herkes, ‘Ergenekon’ adı verilen, ‘Sarıkız’, ‘Öküz’, ‘Tren’ vs. diye yan dalları ve kolları olan operasyonların birer ‘derin devleti tasfiye’ operasyonu olmadığını biliyor.

Devlet için kurşun atanları şerefli ilan eden Tansu Çiller’in, Susurluk gülü Sedat Bucak’ın ya da 1.000 karanlık operasyon yaptığını açıkça ilan eden Mehmet Ağar’ın sorgulanmadığı herhangi bir operasyondan ‘kontrgerilla operasyonu’ olarak bahsedilemez zira.

Yapılan tüm operasyonlar, ABD’nin Türkiye üzerindeki etkisine ve planlarına belli ölçülerde karşı duran ve ‘ulusalcı’ tabir edilen kesimleri dağıtmak içindi. Özellikle ordu içinde bu yöndeki direnci kırma harekâtıydı.

Neticede, “Yürü gidiyoruz!” dendiğinde adeta şirin bir ördek yavrusu misali Başbakan’ın peşine takılan Necdet Özel gibi bir unsurun Genelkurmay Başkanı olduğu bir Silahlı Kuvvetler yaratıldı.

***

Gelinen noktada ise, “karanlık güçler, derin devlet, kontrgerilla, vs.” diye diye yapılan tüm operasyonlar rafa kalktı, hapse atılan figürler serbest bırakıldı. Müebbetler havada uçuşurken birden bire süreç tersine döndü.

!

Peki neden?

Malum, iktidar bloku çatlamış, iktidardaki AKP için operasyonları yürüten ‘Paralel Yapı’ esas tehlike haline gelmişti. Her cephede savaşmak mümkün değildi...

***

Şimdi geriye dönüp baktığımızda, 12 Eylül darbesiyle hesaplaşma adına yapılan bir müsamereyi ve devletin İslamcı kadrolar tarafından zaptını müşahede ediyoruz. Tek bir faili meçhul, tek bir devlet katliamı, tek bir katil cezalandırılmadı. Sadece devlet denen gayya kuyusu el değiştirmiş oldu...

Üstelik, Ergenekon operasyonlarına bahane üretmek için hapse atılan pek çok pis isim, kendilerini akladı; birer kahramanmış gibi hapisten çıkarak poz kesme imkanı buldular.

Ne yazık ki, şimdiye kadar tanık olduğumuz tüm bu soytarılıklar yüzünden, gelecekte de hakiki bir kontrgerilla operasyonu mümkün olmayacak.

***

İşin özeti şu: Teyyip Bey, dün yaptığı konuşmada, canının istediğini hapse atıp, istediğini hapisten çıkarabileceğini söyledi alenen. Buna da ‘demokrasi’ diyor.

Anlayacağınız, bunlar ‘demokrasi’ kavramını bile murdar etmeyi becerdiler...

Not: Bu satırlar yazıldığında, IŞİD’in Musul’daki –artık unutulmaya yüz tutan- rehineleri serbest bırakacağına dair söylentiler çıktı. Devletin rehinelerle ilgili ne yaptığını, ‘Kelleci Kardeşler’le hangi pazarlıkları yürüttüğünü bilemiyoruz. Ancak Teyyip Bey Avrupa’da turlayıp hava basmaya çalışırken dünya kadar insanımızın rehin tutulduğunu unuttuk sanılmasın, rezalete not düşelim...

Önceki ve Sonraki Yazılar