Yalayanlar ve devirenler...

'Millli irade', cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden unsuru ısırıp yalamak istiyor. Bu bir ilerleme sayılabilir. Daha evvel bir 'milli irade', biliyorsunuz, kendisini malum şahsın rektal bölgesindeki kıl olarak hissediyordu.

'Milli havuz'un medya vesair patronu aynı şahsa aşkla bağlı olduğunu ilan etti.

'Mili Jöle' iki tabancasının ve yüzlerce mermisinin varlığından bahisle, kendisini fevkalade bağlı hissettiği o unsura göğsünü siper edeceğini söyledi...

Bakınız, bu topraklar çok rezillik gördü ama böylesini insanlık tarihi boyunca görmedi... Deli İbrahim zamanı bile daha makul bir zamandı. En azından İbrahim'in kendisi deliydi ama etrafındakiler kendilerini kıl-tüy zannedip onu yalamaya çalışmıyorlardı.

***

Peki beriki ne yapıyor? Ağır doz almaya alıştırılmış olan 'mili irade'ye 23 Nisan Başbakanı hafif geldiği için, bizzat meydanlara çıkıp elinde Kur'an sallıyor.

Çok acayip bir durum. “Ben onu ısırırım, yalarım onu” diyen kütleye Kur'an sallayarak, Kabe ajitasyonu yaparak, “Diyanet İşleri Başkanı'na Mercedes az!” diye bağırarak, zaten acayip bir halde olan kütlesini galeyana getiriyor.
Biliyorsunuz, bu 'milli irade' topluluğu daha evvel de kendilerine bedava satranç takımı fırlatılırken kapışıp birbirini eziyor ve bu mübarek 'Kasparov'ların erkek olanları, önde toplaşan dişilerini taciz ediyordu.

***

Aslında olan şudur: Besin zincirinin en altındakiler, sadakaya ve avantaya alıştırılmış olanlar, toplumun paçavraları miting meydanlarında toplaşıp kendilerine sunulan 'lider' figürüne tapınmaktadır.
Leş gibi bir görüntüdür bu...

***

Bu görüntüye bakıp “Bu millletten bir şey olmaz” deme ahmaklığına düşmüyoruz elbette. Çünkü o ahmaklığın temsilcileri, 2013 Haziran ayında sokaklara dökülen milyonları görünce şaşırıp kalmıştı. Gerçek milli irade işte oydu. Bu milletten 'bir şey' olacağını herkes anladı. Ve Haziran hareketi geçici olarak yenilgiye uğrasa da hiç kaybolmadı.

Şimdi Bursa'dan İzmit Körfezi'ne yayılan büyük bir işçi hareketi var. İşçi sınıfı, 2013 Haziran ayında ortaya koyamadığı iradesini gösteriyor. İşçilerin birleştikleri zaman nasıl büyük bir kuvvet yarattıklarını herkes bir kez daha anlıyor. “Hani işçi sınıfı?”, “İşçi sınıfı mı kalmış?” diyen çokbilmiş gevezeler bütün ettikleri lafları bir bir yutuyor...

***

Haziran'da sokağa dökülen kitleler, şimdi gelecekleri ve aileleri için mafya-sendikaya, patronlara ve devlete karşı fiili direnişe geçen işçilerle birleşerek bu memleketin geleceğini kurmak zorundadır.

Meydanlara tarikat kularını ve yalamacı-yıkamacı paçavraları doldurup bizimle “İşte mili irade” diye kafa yapanlar; yargıyı, yasamayı ve yürütmeyi babalarının çiftliğine çevirip ülkeye soytarı elbisesi giydirenler yerle yeksan edilmelidir.

Gerçek milli iradeyi, geleceğine sahip çıkan bu geniş kitleler temsil etmektedir. Emekçiler, gençler, namuslu aydınlar hep lberaber örgütlenmeli ve iktidara yürümelidir.

Bu miletin en meşru hakkı, bu gayrimeşru iktidarı devirmektir...

Önceki ve Sonraki Yazılar