Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Yaparız da, yıkarız da!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan , "Günümüz şehirleri insana huzur vermiyor. Beton, beton, beton orada ruh yok, huzur yok" diye konuştu.

Yeşili görmek ancak mezarlıklarda mümkünmüş.

Kentlerimiz yaşanılası değil .

Vallahi çok haklı ! Çok da doğru .

İktidar , makamlar ve tek güç olmanın yanında , bir de ana muhalefet oldu.

Bilmeyenlere !

Yanlış yapmak , yanılmak , yanıltılmak , sonra bundan vazgeçmek O’nun hakkıdır.

Siyasi sorumluluk hatadan bizzat dönmek şeklinde olur.

İşte budur Başkan'lık.

Ayrıca Çevre ve Şehirleşmeden sorumlu Bakan Mehmet Özhaseki de kentlerimizdeki deprem tehlikesi ile ilgili beyanlarda bulundu.

Bu arada son 17 yılda deprem sonrası toplanma alanı olarak belirlenmiş alanların yüzde yetmişbeşi imara açılmış.

Hem yaparım , hem ağlarım hali işte.

Sayın Bakan ayrıca Apartman yenilemeye dönüşen sözde “Kent Yenileme” projesinden de konuyu açtı.

Tamam da, iktidar koltuğu yakınma mevkii değildir!

Gerçekten sayın Bakan’ın dediği gibi amacının tam tersine , Kent Yenilememe ‘ye dönüştü olay.

Durdurulmaz ise kentlerimizi yenileme sürecini en az 40-50 yıl erteleriz bu gidişle.

Yıllardır karar ve yönetim makamında olanların şikayet ve yakınma hakları olur mu ?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan , önce şehirlerin beton olduğunu , huzur için yeşil şehirler gerektiğini söyledi.

Sonra da , Mimar mühendisler Odasını kastederek “artık size tahammülümüz yok “ dedi.

Doğru ya , Mimarlar Odası 9 yıl İstanbul Belediye Başkanlığı , üzerine 11 yıl Başbakanlık , ve 2 yıl kadar da Cumhurbaşkanlığı makamındaydı… (!)

İstanbul’u bu hale Mimarlar Odası getirdi (!)

İstanbul’daki 121 gökdelenden 117 tanesi hangi Belediye Başkanı / Başkanları zamanında yapılmış ?

Sanki daha geçen gün ,“İstanbul’a ihanet ettik” diyen de Mimarlar Odası idi.

Bir kamu hizmeti veren ve kamu görevi olan Mimarlar Odası ‘na size tahammülümüz yok demek bir parti genel başkanına belki uygun düşebilir.

Partisine göre hani !

Ama Cumhurbaşkanı’nın böyle bir şey söylemesi o kurum kuruluşları hedef haline getirmez mi ?

Bazı kurum, kurul veya hatta kişileri sevmeyebilirsiniz !

Ancak en azından tahammül etmek gerekir.

Hatta onların varlığını koruma yükümlülüğü vardır.

Ancak Cumhurbaşkanı tüm kamu kurum kuruluşları içinde ayrım yapabilir mi ?.

Cumhurbaşkanı daha tahammüllü , kucaklayıcı , birleştirici olmalıdır.

İşte fiilen geçiş yapılan partili - başkanlık sisteminin sonuçları kendini göstermeye başladı.

Öte taraftan mimarların , mühendislerin ve tabii müteahhitlerin hiç mi suçu yok ?

Ayrıca bazı CHP ‘li Belediyelerin bulunduğu yörelerde de benzer betonlaşma hataları yok mu ?

Elbette var !

Zira işi kaçırmamak için olmadık yerlerde , olmadık inşaatları sonuçta müteahhitler, mimarlar , mühendisler yapıyor.

Türkiye’de 330.000 müteahhit var.

Almanya’da ise sadece 2.700.

Bu işte bir gariplik yok mu sizce ?

Önceki ve Sonraki Yazılar