Yargıçların doğru karar vermesi artık o kadar kolay ki!

Geçmişteki yargılamaların nasıl yapıldığını düşünelim.

Herhangi bir olayda şikâyet veya kendinden gelişen soruşturmalar hâkimin önüne gelir ve sorgulamalar başlardı.

Suçüstü dışında yargıçların işi çok zordu.

Gerçeği ortaya çıkarmak için ifade değiştirenler veya olayı aydınlatacak şahitlerin baskı altında yargıyı yanıltmasının önüne geçmek zor olurdu.

Bu zorluklar hâkimlere büyük sorumluluk yükler, Türk Milleti adına karar verdikleri bilinci ile dedektif gibi çalışırlardı.

Buna rağmen kararları tartışılırdı.

Ne var ki, toplum bu kararlardan bazılarının yanlış olduğunu bilmesine rağmen yargının kandırıldığını düşünerek karar verenleri suçlamazdı.

Oysa şimdi öyle mi?

Herhangi bir olay, örneğin bir işyerinin soyulması olayında zanlıyı düşünün.

Yargıcı aldatmak imkânsız…

Şahit bile olmasa her yerde kamera var.

Sadece soygun anını değil, zanlının o gününü kahvaltısından itibaren takip edip, çaldıklarını satarken yaptığı pazarlığı bile kayıt altında dosyaya ekleyebiliyorsunuz.

Verilecek karara bağlı ceza tartışılmaz duruma gelebiliyor.

Bu belgelere rağmen zanlının salıverilmesi durumunda da yargıca mahkeme yolu açılıyor ki, örneklerini görüyoruz.

Geçmişte yolsuzluk iddiaları ile yargılanan bazı yöneticilerin mahkeme aşamalarında ciddi süreçler yaşanır, kimi deliller karartılır, yargıçlar elde edilen kısıtlı kesin delillerle karar verirlerdi.

Sonuçlar kamu vicdanında çoğu kez yer bulmaz ama yargıçların çaresiz oldukları bilinci ile adalet mekanizması fazla sorgulanmazdı.

Şimdi durum değişti. Bir yolsuzluk varsa, rüşvet alınmışsa hepsinin ses ve görüntü kayıtları var.

Oluşturulan havuzları besleyenlerin pazarlıkları bile inkâr edemeyecekleri kadar net.

Hangi uçakla şehir değiştirdikleri, altın naklinde kaybolan külçelerin ağırlıkları gümrük elektronik sisteminde kayıtlı…

Kurtuluş yok yani.

Dijital belgeler şahit dahi gerektirmiyor.

Suçüstü gibi bir dayanağa bile gerek yok.

YARGIÇLARIN DOĞRU KARAR VERMESİ ARTIK O KADAR KOLAY Kİ…

Peki, “madem öyle neden böyle” diyeceksiniz.

Biz bu yargılamaları gördük ama tapelere, görüntülere rağmen suçlular “güçlü” kalmaya devam ediyor, diyeceksiniz.

Dedik ya, belgelere rağmen zanlının salıverilmesi durumunda bu sefer yargıca mahkeme yolu açılıyor.

Şimdi de “Ama açılmadı, suçlular da dışarıda” diyeceksiniz.

Boşuna mı “ADALET” diyerek yürüyoruz.

Bu yürüyüş adalet sağlanıncaya kadar sürecek.

Bir an önce adalet istiyorum diyorsan, ADALET yürüyüşüne sen de katıl.

Önceki ve Sonraki Yazılar