Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu

Yasa eliyle hayvan katliamı mı?

Pek çoğumuz insan haklarımızı düzeltme ve düzenleme mücadelesi içinde. Bir avuç insan da hayvanların haklarının korunması savaşımını veriyor. Diyebilirsiniz ki ,”İnsanın insan olarak değerini bilmeyen ülkelerde hangi hayvan hakları?” İş öyle değil. Geçenlerde Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu (HAYKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Nesrin Çıtırık’tan bir e-mail aldım. Bunu sizlerle paylaşmak istiyorum:

“Orman ve Su İşleri Bakanlığı 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun bazı maddelerinin değiş- tirilmesi için bir kanun tasarısı hazırladı. Kanunu TCK’ya (Türk Ceza Kanunu) alıp hayvana kötü muameleye hapis cezası ve başka cezalar geleceği ( ki bu doğru değildir, çünkü 3 yıla kadar olan cezalar idari para cezasına çevrilmekte ya da hükmün açıklanması ertelenmektedir) öne çıkarılıp katliam içeren kanun tasarısını tuzak maddelerle yasalaştırmak için kamuoyu oluşturmaktadır.

“5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda de- ğişiklikleri içeren, bilim insanları, meslek odaları ve STK’ların görüşleri dikkate alınmadan Orman ve Su İşleri Bakanlığı bürokratları tarafından masa başında hazırlanan kanun tasarısı TBMM Çevre Komisyonu’ndan emrivaki ve zorlamayla geçirilmiş fakat 24. Dönemde zamanlama açısından kadük olmuştu. “Şimdi bu tasarı kurumlarca aynı şekilde katliamlarla neticelenecek maddeleriyle tekrar gündeme getirildi. Önemli talebimiz bu tasarının Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na geri gönderilip STK’ların, baroların, hayvan hakları komisyonlarının ve meslek odalarının da katılımıyla yeniden görüşülüp hazırlanmasıdır. “Orman ve Su İşleri Bakanlığı sahipsiz hayvanları- mızın katline sebep olacak bu tasarıyı bir an önce yasalaştırmaya çalışmaktadır.”

Anlaşılır gibi değil. HAYKONFED yetkililerinin yasa tasarısıyla ilgili yorumları gerçekten doğruysa bir bakanlık sahipsiz hayvanların toplu katliamına yol açacak bir tasarıyı neden bir an önce yasalaştırmak ister? HAYKONFED’in yazısında ayrıca tasarının 8. Maddesinin hayvanların üremelerini önleyecek kısırlaştırma merkezlerinin sadece nüfusu 100 binden fazla olan kentlerde kurulmasını hükme bağladığına dikkat çekiliyor. Bu ne demek? Nüfusu 100 binden az olan 970 belediyede kısırlaştırma merkezleri olmayacağı için hayvancıklar üreyecek ve sonucunda belediyeler marifetiyle toplu katliama uğrayacak. Yazık ki ne yazık! Orman ve Su İşleri Bakanlığı bü- rokratları kendi kafalarına göre takılacakları yerde rahmetli hocalarımızdan Medeni Hukuk Profesörü İsmet Sungurbey’in 1990’lı yılların başında hazırladığı “HAYVAN HAKLARI YASA TASARISI”nı bir okumaları. Belki feyz alırlar. Ya da alırlar mı?

***

Önümüzdeki Pazar (7 Mayıs) yine seçim var. Ama bu başka! Türkiye’nin seçkin iş insanlarının üye olduğu Büyük Kulüp’te (Cercle d’Orient), başkan Duran Akbulut’un ölümünden sonra başkanlık yarışı başladı. Pazar günkü olağanüstü genel kurulda DATİ Yatırım Holding ve Kaptanoğlu Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Gündüz Kaptanoğlu, ekibiyle “Güler yüzlü kurumsal yönetim” için kolları sıvadı.

1882’de İngiltere’nin İstanbul Büyükelçisi Sir Alfred Sandison öncülüğünde diplomat, yönetici ve iş adamlarından oluşan 30 üyenin sosyal amaçlarla kurduğu Büyük Kulüp 21 yıl sonra yeni başkanını seçecek. Kaptanoğlu ve yönetim kurulu adaylarının vaatleri şunlar:

*Kurumsallaşma temel hedeftir.

*Şeffaf yönetim ve bütçe sistemi getirilecek.

* Kulübün tüm faaliyetleri her aşamada denetlenecek ve sonuçları üyelere duyurulacak.

* Büyük Kulüp’ün geliştirme yatırımları bilimsel verilere dayanan fizibilite raporlarına göre yapılacak.

*Büyük Kulüp’ün düğün mekânı haline dönüştüğü algısı yok edilecek.

*Sosyal sorumluluk projeleriyle kamu yararı gözetilecek.

*Tüm organlarıyla tarafsız ve objektif yönetim anlayışıyla faaliyetler yürütülecek.

*Geçmişte yapılan hatalar ve eksik bırakılan işler nedeniyle kulübün toplumda kaybolmaya başlayan hak ettiği prestiji yeniden kazandırılacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar