Evlat edindiği otizmli oğlu için engelsiz okul yaptırdı

Evlat edindiği otizmli oğlu için engelsiz okul yaptırdı

Narcı çiftinin evlat edindiği Ahmet Can'ın 1 yaşına geldiğinde otizm hastası olduğu ortaya çıktı. "Biz öldükten sonra Ahmet Can'a kim bakacak" diyen baba, otizmli oğlunun gelişimi için okul yaptırdı.

 Evlat edindiği çocuğunun 1 yaşına geldiğinde otizmli olduğunu öğrenen baba Süleyman Narcı, “Biz öldükten sonra Ahmet Can'a kim bakacak” diyerek oğlu için Nar Otizm Gelişim Akademisi'ni yaptırdı.

İki kız çocuğu olan Süleyman Narcı'nın eşi ikinci doğumunda vefat etti. Aradan geçen 3 yıldan sonra bir evlilik daha yapan Narcı, bu evliliğinden çocuk sahibi olamadı. Çocuk sahibi olmak için tüp bebek yöntemine de başvuran aile olumlu sonuç alamadı. Baba Süleyman Narcı ise bir erkek evladı olmasını çok istediği için ailenin de ortak kararı ile Darülaceze'den 1 haftalıkken Ahmet Can'ı evlat edindi. Bir yaşına geldiğinde Ahmet Can'ın yaşıtlarına göre konuşma ve yürümesinde ciddi bozukluk fark edildi.



Doktorların tetkikleri sonucu çocuğa ‘otizm’ tanısı konuldu. Darülaceze de bu durumdan dolayı aileye Ahmet Can'ı geri verebilme haklarının olduğunu söyledi. Narcı ailesi evlat edindikleri çocuğu bırakmayarak yaşama dört elle sarılması için ne gerekiyorsa yapmaya karar verdi.
Baba Süleyman Narcı, Ahmet Can'ın eğitimi için onu birçok rehabilitasyon merkezine götürdü. Gittiği yerlerde oğluna yeterli eğitim verilmediğini gören baba, oğlu için okul yaptırmaya karar vererek Nar Otizm Gelişim Akademisi'ni kurdu. Akademi'de her çocukla sadece bir eğitimci özel olarak ilgilenerek yaşıtların becerilerine ulaşmalarında yardımcı oluyor. Akademi’de yatılı olarak da eğitim alabilen otizmli çocuklar öz bakım ve yaşam becerileri, takım sporları, toplu taşıma araçlarını kullanma gibi dersleri de görüyor.


“Çocuğu geri verebilirsiniz bu sizin en doğal hakkınız dediler”

1995 yılında Ahmet Can'ı Darülaceze'den 1 haftalıkken evlat edindiklerini ifade eden Kayserili iş adamı Süleyman Narcı, “Doktorlar Ahmet Can'ın engelli ve otistik bir çocuk olduğunu söylediler. Aldığımız Darülaceze bize ‘çocuğu geri verebilirsiniz bu sizin en doğal hakkınız' dediler. Ahmet Can'ı bize Allah gönderdi demek ki bizim kaderimizde onu büyütmek varmış. Daha önce gittiğimiz rehabilitasyon kurumları ve eğitim merkezlerinin eksikliklerini yaşadıkça gördük” dedi.
“Biz öldükten sonra Ahmet Can'a kim bakacak”

Ahmet Can'ın gittiği rehabilitasyon merkezlerinde yeterli eğitim verilmediğini ifade eden Narcı, “Kendi çabamız ile bir okul yaptırmanın şart olduğunu düşündüm. Belirli bir yaşa geldik, biz öldükten sonra Ahmet Can'a kim bakacak derken bu okulu yaptırma düşüncesi doğdu. Sonunda Nar Otizm Gelişim Akademisi'ni açtık. Buradaki hocaların yardımı ve kendi çabası ile ihtiyaçlarını görebilecek duruma geldi. Bu gelişmeler hayatta bizi mutlu ediyor” ifadelerini kullandı.

“Yaşam becerilerini bağımsız bir şekilde yapmaya başladı”
Eğitime başlandığı zaman Ahmet Can'ın çok zorluklar çektiğini ifade eden eğitmen Murat Göçer, “Ahmet Can'ın davranışlarında büyük problemleri var. İlk geldiği zaman asla oturmuyor, yerinde durmuyor ve sürekli bağırıyordu. Özellikle aile fertlerinin yanında hiç durmayan, sürekli bağıran bir kardeşimizdi. Çok şükür yanımızda rahatça oturabiliyor. Öz bakım ve yaşam becerilerini bağımsız bir şekilde yapmaya başladı” diye konuştu.
OTİZMLİ ANNENİN FERYADI
Ordu'da troid kanseri olan bir anne, otizm hastası çocuğu için yetkililerden ve hayırseverlerden yardım bekliyor.


3 yaşındayken kabızlık belirtileri gözlenen, 15 günde bir ihtiyacını gideren ve hiperaktif hareketleriyle dikkat çeken Tuğra Durgun'a otizm teşhisi konuldu. Çaresiz ailenin kabus dolu günleri bundan sonra başladı. Çocuklarının durumu sebebiyle uykusuz geceler geçiren Durgun çifti, çocuklarını tedavi ettirmek için başvurmadığı sağlık kuruluşu kalmadı. Ordu'da otizm hastalığına uygun rehabilitasyon merkezi olmadığı için hastalığı her geçen yıl ilerleyen Tuğra Durgun için yetkililerden ve hayırseverlerden yardım bekleyen anne Lale Durgun, “Otizmli çocuklar için yüzme havuzlu, atların ve yunus balıklarının olduğu bir terapi merkezi yok. Çocuklarımız eve hapsoluyor. Kimse tarafından istenmiyor” dedi.
Otizmli çocuklara psikiyatrik ilaçlardan ziyade alternatif tedavi yöntemleri denenmesi gerektiğini belirten anne Lale Durgun, “Tedavisi yok deyip otizmli çocuklar kendi kaderiyle baş başa bırakılıyor. Oysa tedavi için bilim dünyasının bu çocuklara yardımcı olması gerekir. Akupunktur, refleksoloji, duyu bütünleme, sülük tedavisi, radyestezi (elle maden arama) gibi tedavi yöntemleri otizmli çocuklar için uygun görülen tedavi yöntemleri. Ancak hem imkanımız olmadığı hem de bu tür tedavi yöntemlerinin uygulandığı sağlık merkezleri olmadığı için bunları yapamıyoruz. Yetkili ve hayırseverlerden yardım bekliyoruz. Otizmi ailelerin çığlıklarını artık duyun” diye seslendi. Ordu’da kendi çapında 4 tane rehabilitasyon merkezi olduğunu da hatırlatan anne Lale Durgun, bu merkezlerin ihtiyaca cevap veremediğini de sözlerine ekledi.