SoL'un haberine göre, Nehirlere atılan kokainin, yılan balıklarının hiperaktif hale gelmesine ve kas kaybına, solungaçlarda hasara ve hormonal değişikliklere neden olduğu bildirildi.

Kokainin yılan balıkları fizyolojisi üzerine etkilerini inceleyen bilim insanları, bu madde nedeniyle üreme amaçlı okyanuslara kitlesel göçün engellendiğini düşünüyor.

Laboratuvar testlerindeki küçük kokain konsantrasyonları, özellikle büyük şehirlerin yakınında, yasadışı uyuşturucu kullanımından kaynaklanan nehir ve su sistemlerinde bulunan kokain düzeylerine eşdeğer. 

Çalışmadaki yılan balıkları, litre su başına 20 ng kokaine maruz bırakılmış. Sonuçta “hiperaktivite" gelişen yılan balıklarında, iskelet kası yıkımı da dahil olmak üzere ciddi yaralanmalar görülmüş.

Daha sonra temiz sulara alınsalar bile, 10 gün boyunca, yılan balıklarında hasarlı kas ve strese işaret eden yüksek kortizol düzeyi izlenmiş. Bu stres hormonu yağ israfına neden oluyor. Oysa nesli tükenmekte olan Avrupa yılan balıkları, Atlantik'teki Sargasso Denizi'ne başarılı bir göç için yağ rezervlerine ihtiyaç duyuyor.

Daha önceki çalışmalar, İtalya ve Thames'deki Parlamento Evleri ve Chiswick yakınlarındaki Batı Londra da dahil olmak üzere, birçok Avrupa nehirinde kokain bulmuştu.

Yasadışı uyuşturucuların yanı sıra antibiyotiklerin ve diğer kirletici maddelerin de yılanbalığı üzerindeki etkilerinin şiddetli olabildiği belirtiliyor.

Araştırmacılara göre, kirlenmiş bir ırmakta yalnızca kokainler değil, morfin, pestisitler, ağır metaller, fenoller ve antibiyotikler de oluyor. Bu maddeler birbiriyle etkileşime girebiliyor ve ortaya çıkan etkiler henüz öngörülemiyor.