Yaşar Kemal'i tanımak

​Yaşar Kemal’i yakından tanıdınız mı, O’nunla hiç aynı masayı paylaştınız mı? O’nun sohbetini, zaman zaman tatlı küfürlerini işittiniz mi?

Türkiye’nin son zamanlarda yetiştirdiği yazarların belki de en büyüğü, en unutulmazı, Yaşar Kemal… Yaşar Kemal’e neden Nobel Edebiyat ödülü verilmedi diye… Çok ödül verildi ama, neden NOBEL değil. Dili bu kadar iyi kullanan, betimlemeyi bu denli iyi yapabilen, akıcı üslubu ile olayın fotoğrafını çeken Yaşar Kemal Nobel almalıydı diye düşünmüşümdür hep.

Yaşar Kemal’i Mehmet Ali Aybar’ın Genel Başkan olduğu dönemlerde Türkiye İşçi Partisi’nin kongre öncesi tanımıştım. 1960’lı yılların ortalarında…

Kongre şimdi çarşı olan Büyük Sinemada yapılacak… Salon hazırlandı… Birkaç gazeteci oradayız, Hepimiz genciz, Yaşar Kemal de… Oradan Mehmet Kemal’in Kalem lokantasına gittik… Saatlerce sohbet etme olanağı bulduk Yaşar Kemal’le… Sonra da hiç kopmadık. Arayış döneminde de zaman zaman yazıştık.

TİP’in Kongresinde ilk konuşmalardan birini yaptı Yaşar Kemal… Nasıl aldatıldığımızı anlatıyordu:

“İlkokulda, öğretmenim Anadolu’yu yemyeşil, suların şarıl şarıl aktığı, güzel bir yer olarak tanımladı.  Ben de günlerce yemyeşil, suları şarıl şarıl akan Anadolu hayali kurdum. Öğretmen bir gün bize nerede yaşamak istediğimizi sordu. Ben de: ‘Anadolu’da'  diye  yanıtlayınca çok güldü ve 'Burası zaten Anadolu oğlum' dedi..''

Önceleri, Anadolu’da yaşadığına  inanamadığını, hayallerinin yıkıldığını,  sonra acı gerçekle karşı karşıya geldiğini de vurgulamıştı…

Aradan yıllar geçti. Deneyimli gazeteci Sencer Güneşsoy Güneş Gazetesi’nin Genel Koordinatörü, ben de Genel Yayın Yönetmeniydim. Sencer ağabeyin odasında çalışırken Yaşar Kemal geldi.. Uzun süre sohbet ettik. Sencer Güneşsoy ile geçmişe dayanan dostlukları vardı. Güneşsoy yeni bir romanı olup olmadığını sordu usta Yaşar Kemal’e. O da yeni bir roman yazdığını söyledi. Sencer ağabey ,”Bize ver, Güneş’te tefrika edelim” dedi. Olumlu yanıt verdi Yaşar Kemal…

Birkaç gün sonra da Yaşar Kemal daktilo ile yazılmış bir dosya getirdi. Yeni romanıydı… Parası pulu konuşulmadı bile. Sencer ağabey, gazetenin sahibi Mehmet Ali Yılmaz ile konuşmuş ve bir ücret belirlemişti. O zaman yalnız TRT vardı.  TRT’ye reklam da verdik. “Yaşar Kemal’in son romanı Güneş’te” diye…

Ses getirdi…

Hem Sencer Güneşsoy’un hem de benim dostluğumuz hala sürüyor şimdi yaşam mücadelesi veren büyük ustayla…

Kuşkusuz; O’nu tanımak büyük bir ayrıcalık.

Usta Yaşar Kemal’e şifa diliyor, sağlığına kavuşacağı günü umutla bekliyoruz.


Önceki ve Sonraki Yazılar