'Tehlikeli oyunlar' zamanı

TARAF Gazetesi’nin iddiasına göre; RTE, saray danışmanları, AKP’ye yakın gazeteciler, reklamcılardan oluşan bir EKİP kurmuş. MİT içinde (bu iş için özel olarak ayrılan) bir MASA, ekibe sürekli “bilgi” sağlıyormuş. CHP, bu oluşumdan haberdar olmuş ve hakkında araştırma yapmaya başlamış.
Peki, ekip ne yapacakmış? TARAF’a göre, bu kozmik ekibin görevi, “algı operasyonları düzenlemek” imiş. Gazete, örnek olarak da CHP lideri Kılıçdaroğlu’na ayakkabı fırlatılması olayını vermiş.
Konuya dair söyleyeceklerime geçmeden, ben de bir örnek vereceğim.

İki yıl kadar önce, Erdoğan’ın genç bir bakanı tokatladığına dair fısıltılar yayılmıştı. Günlerce tokatladı / hayır tokatlamadı tartışmaları yapılmıştı. Ben, o günlerde soruyu şöyle sormuştum: “Gerçeği hiç öğrenemeyebiliriz. Ama, içinizde buna şaşıran.. ‘Yok canım, RTE böyle bir şey yapmaz’ diyen var mı?”

Bana göre, önemli olan budur. Diyelim ki, Kılıçdaroğlu veya Demirtaş için böyle bir dedikodu yayılsa, “hadi canım sen de!” der geçeriz. Oysa, RTE söz konusu olduğunda geçemiyoruz. “Olmaz” diyemiyoruz.
Dolayısıyla, deyin ki, TARAF’ın haberi de “karşı operasyon” kabilinden uyduruldu.. “RTE böyle bir şeye kalkışmaz. Böyle bir ekip kurdurmaz. Velev ki kurdurdu, onlara muhalefet liderlerini itibarsızlaştıracak operasyonlar düzenletmez” diyen var mı!
Vaktiyle MHP milletvekili adaylarının kasetleri.. Ya da Kılıçdaroğlu’na ayakkabı fırlatılması gibi olaylarda iktidarın parmağı var mı? Bilemem. Ancak, İKTİDARIN GERÇEĞİ BİLDİĞİ apaçık ortada. Buna rağmen böyle provokasyonlar aydınlatılmıyorsa.. Demek ki ya işlerine geliyor.. Ya da doğrudan parmakları var..
Önümüzdeki günlerde benzer şeylerin yaşanması da hiç şaşırtıcı olmaz.
Zira..

***

AKP, müthiş bir kıskaca hapsolmuş durumda. RTE’nin başkanlık hayalleri için, çıtanın mevcudun da üstüne çıkması gerekiyor. Oysa, bunun mümkün olmadığını hem kamuoyu araştırmaları hem de kapıdaki gerçekler gösteriyor.

Bu durumda ne yapacaklar! Hadi gelin kafa yoralım:
* AKP’nin doğal oy kaynaklarının başında Saadet Partisi ve MHP seçmeni geliyor. Malum, biri için zaten yeterince İslamcı.. Diğeri için de milliyetçi nutukları çekmeceden çıkarmaya başladı bile.. Ancak, hem yolsuzluk iddiaları hem de müzakere süreci yüzünden MHP seçmenini ikna etmesi zor görünüyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde RTE’ye verilen ödünç MHP oylarının genel seçimde AKP’ye gitmesi de..
* HDP ile o ateşli / tehlikeli dansın ne getireceği de belirsiz. HDP tabanından oy gider mi… O da tahminler dışında.
* CHP’ye gelince.. AKP’ye en uzak seçmen, bu cenahta. Dolayısıyla, AKP, CHP seçmeninden oy tırtıklamaya teşebbüs dahi etmez. Ama şunu yapabilir: CHP’ye yönelik provokasyonlarla, algı operasyonlarıyla, itibarsızlaştıracak haber ve eylemlerle, SEÇMENİ SANDIKTAN VEYA CHP’DEN UZAKLAŞTIRABİLİR. Seçmen, ya küsüp –zaman zaman yaptığı gibi- sandığa gitmeyebilir. Ya da demokrasi vaatleri, SYRİZA sloganlarıyla aklını çelebilecek HDP’ye gidebilir. Her iki durum da AKP’ye yarar.
İşte bu yüzden, seçime doğru ortalığın iyice karışacağını.. Ve o kaosta CHP’ye darbe vurmak için pek çok yöntemin deneneceğini düşünüyorum. Hele, milletvekili adayları da açıklandıktan sonra, o kişiler hakkındaki fişlemelerin.. Kumpasların bini bir para olacak..
Doğrusu, başka bir ülkede yaşasam Haziran seçimini izlemek çok eğlenceli olabilirdi. Bakalım, bu ülkede yaşayan bizler için nasıl geçecek!!


                                                                        AAA! Bak, mama!



Emirgan’da 158 dönümlük yeşil alan imara, yani betona açılıyor.
Haber, önce “Emirgan Korusu” diye çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi “hayır, yanındaki arazi” diye içimizi rahatlattı!!!!
Sonra, yandaki araziye AVM yapılacağı söylendi. Bunu da, araziyi satın alan Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) yalanladı. Meğer AVM değil de, otel ve “alışveriş caddesi” yapacaklarmış.
İstanbul’un gerçek “sahipleri.. Çevreciler.. Birleşik Haziran Hareketi.. Buna izin verecek mi? Neler olacak? Göreceğiz.. Ama kuşlar söyledi: GYO açıklamasına herkes pek bi gülmüş!!!!!.. Ayrıca, “ARTIK YETER” diyormuş. Buyurun..
SAYIM ÇINAR: Neden dur demiyoruz! İstanbul’u kimse talan edemez.
MELİS ALPHAN: Emirgan’a AVM değil otel yapacaklarmışmış. Bi rahatladım bi rahatladım ki sorma..
NEVVAL SEVİNDİ: Osmanlı mirası yeşil İstanbul’u bitirmeye karar verdik. Hukuk bunun için var. Tahtımın bahtı da bu!
CÜNEYT ÖZDEMİR: Emirgan’daki tek yeşillik alana AVM değil otel yapacaklarmış. Bir an, ağaçları AVM için kesecekler sanmıştım. Meğer otel için keseceklermiş!
ERTUĞRUL GÜNAY (hatırlayamayanlar için, eski bakan): Çevre Bakanlığı’na sorular: İstanbul’u koruyamıyorsanız eğer, neyi muhafaza ediyorsunuz?
LÜTFÜ TÜRKKAN: Hükümet, Gezi’den sonra kaşınacak bir yer daha bulmuş. Her kutuplaşmayı oya çevirdiğini zannediyor ama sonunu göremiyor.
ALİ TOPUZ: Emirgan’da dikilecek otel için bedduadan fazlasını becerebilsem keşki. “Koru değil yanındaki yer” utanmazlığına beddua da yetmez ya!
HAKAN ŞÜKÜR: Korkmayın, açıklama geldi. Emirgan Korusu yanındaki yeşil araziye AVM değil oteller yapılacakmış. Dağılabilirsiniz!
FIRAT TANIŞ: Gelin.. MAMA VAR.. AVM değil alışveriş caddesi..

 


“O” anı yakalamak


Fotoğraf, çağdaş sanatlar arasında sayılıyor artık. Öyle ya, bize kameranın bile anlatamadıklarını anlatıyor çoğu kez. İşte bir örnek: Çok lafa gerek yok. DHA Foto Muhabiri Uzay Kesmen’in gözünden, İstanbul’da, şimşeğin doluya karıştığı “o an”.
Gözlerinden öperim genç meslektaşım.

Önceki ve Sonraki Yazılar