Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Yavşamış cehalet

Okumuş cehalet, çıkar, korku, riyakârlık ve yüzsüzlük ile beslenince yeni bir tür cehalet ortaya çıkıyor:

Yavşamış cehalet ve medya, satılmış siyasetin yolunu açıyor!

Ülkede maalesef bu yeni tür cehalet kol geziyor.

Çaresi sadece bildiğimiz eğitim değil maalesef.

Dini görevlerini normal şekilde yerine getiren binlerce namuslu din emekçisini tenzih ederim.

Ancak, din adamı maskesi altında veya sözde cemaat lideri veya birilerinin uşağı rolünde  politik soytarılık dâhil her türlü günah işleyen çeteler mi  ararsın, ellerini devleti temsil eden birilerine salya sümük öptüren sahte şeyh ve üçkâğıtçı dolandırıcılara mı yanarsın…

O elleri öpmek için sıraya giren zat-ı muhterem ve hanımefendiler herhalde kendilerine yakışanı yapıyorlar.

El öptükçe terfi alanlar olabilir mi? Mesela Büyükelçi olabilmek için kimin elini öpmüş olmak lazım?

Sonunda kimin kimi kullandığı belirsiz hale geliyor.

Aslında hepsi birbirini kullanıyor.

Tümü birilerinin hesabına çalışıyor.

En büyük patronlar  şüphesiz yabancı.

Özellikle, Pentagon, NSA, CİA , …

Ta ki  kendilerine ihtiyaç kalmadığında yok edene kadar.

Üzüm üzüme baka baka kararmış.

Siyasetçi tarikata, tarikatçı siyasete baka baka ne olur?

Sonuçta yavşamış cehalet, yavşamış siyasete dönüşmez mi?

İktidara şirin görünmek için sosyal medyada kan akıtmaktan, insan katletmekten bahseden mafya bozuntularına mı öfkelenmek gerek, yoksa bu kanundışı durumu seyredip gereğini yapmayan yetkililere  ve görevli savcılara mı?

Dini cemaat görüntüsü ile çıkar, güç ve etki odağı haline gelen tarikat ve cemaatler kol geziyor ülkede.

Bunun en bariz örneği Fethullah Gülen cemaati değil miydi?

Şimdi başka tarikat ve cemaatler boşlu- ğu hızla doldurma çabasında.

Fiilen iktidar ortağı olmayı başarabilme kudretini kim verdi bu  çeteye? Şimdi yeni ortakçıklar mı aranıyor?

FETÖ ve ortakları yıllarca yabancı casus teşkilatları emrinde tüm dünyada eğitim sistemine el atıp kötü amacını gerçekleştirmedi mi?

Siyasilerin ve bürokrasinin  büyük bir kısmı bunlara her imkânı sunmadı mı?

Hele ülkemizde FETÖ milli eğitim sistemimize hoyratça saldırmadı mı?

Adalet, Polis ve Ordu başta olmak üzere ama en yaygın olarak milli eğitim bu terör ve hukuksuzluk çetesine teslim edilmedi mi?

Maalesef günümüzde de FETÖ’den boşalan etki alanları, ama özellikle eğitim dünyamız  din kisvesi altında başka cemaat yapılanmaları ile doldurulmuyor mu?

Eğitim tarikatlara teslim edilir mi hiç?

Hele son yıllarda o kadar kız-erkek demeden birçok çocuğun fiilen tecavüze uğradığı tarikat ve yurtları haberlerine rağmen!

Zaten üvey evlat olan milli eğitim bir de orta çağ kalıntısı cemaat ve benzeri yapılanmalara peşkeş çekilirse  ne olur halimiz?

Ortadoğu’nun birbirini katledip duran Arap-İslam topluluklarına benzemeye başlamadık mı özellikle son yıllarda?

Hepsi de Amerikan-İngiliz-İsrail güdümünde! Bunun her ülkede yerel siyasi sorumluları var mı, yok mu?

Kendi ülkesinin insanlarına katliam yapan subaylar kimin ürünü?

Onları kim oralara getirdi ve fırsat verdi?

Sorular, sorular, sorular…

Cevabı yavşamış siyaset, değil mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar