Yaz geldi gelmesine de!

Bayram yaz tatili ile birleşince İstanbul da adeta hayalet kente döndü. Yollar bomboş, trafik derdi yok, kalabalık yok, stres yok. “Ohh be ne güzelmiş böylesi…” İstanbul, özellikle son yıllarda her ne kadar beton altında kalsa da yine de güzelliğinden bir şey kaybetmiyor. Hele de insanlar tatil bölgelerine ya da memleketlerine gittikleri zaman, boğazla buluşan o eşsiz güzellik kendisini hemen belli ediyor. Alımlı mı alımlı, mavi boncuklu bu tarihi yarımadada kalanlar için kentin keyfini çıkartmak büyük bir şans…

Özellikle 80’li yıllar öncesinin İstanbul fotoğraflarına ya da görüntülerine baktığınız zaman, o sakinliği ve doğallığı fark ediyorsunuzdur! Ama ya daha sonraları? Maalesef ki İstanbul şimdilerde o eski günlerinden çok uzakta… Yoğun göç, İstanbul’u eski günlerini aratırcasına kalabalığa, betonlaşmaya, trafiğe mahkûm etti. Böyle giderse bırakın eskiye dönüşü, belki de İstanbul’un şu anki halini bile arar olacağız. Neyse ki benim gibi İstanbul’da kalanlar için birkaç günlüğüne de olsa İstanbul’da yaşamak çok güzel…

***

Lise ve üniversite tercihleri derken bayram molası ve yaz tatili ile birlikte eğitim dünyası da yoğun geçen bir yıldan sonra dinlenmeye çekildi.  Ama eğitimle bir şekilde ilgili olan herkesin, “önümüzdeki yıl ne olacak ne yapacağım?” sorusu beyinini kemiriyordur. Gelişmeleri yakından takip etmeye çalışan birisi olarak açıkçası ben de önümüzdeki süreçle ilgili neler yaşanacağını artık kestiremiyorum.

AYM’nin dershane yasasını iptal etmesi ile temel liselere kayıt yapanların durumu ve kurum yöneticilerinin içine düştüğü durum belirsizliğini koruyor. Gözler Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararında. Temel liselerin kapatılması ile ilgili bir durum söz konusu değil. Ama bakalım isteyen yine dershane açabilecek mi, yoksa şartlar mı ağırlaştırılacak? Lise son sınıfta ve mezun durumda olan öğrencilerin nasıl ve ne şekilde sınava hazırlanacakları henüz netlik kazanmadı. Nabi Bey, bu durumda olanlara halk eğitim merkezlerini işaret ediyor ama bu işin altından nasıl kalkılacak açıkçası merak ediyorum.

Dershanelerin kapatılmasına vize vermeyen Anayasa Mahkemesi, diğer taraftan 4 yılını dolduran okul yöneticilerinin görevden alınması, müdürlerin vali tarafından atanması ve Bakanlık Merkez Teşkilatı yöneticilerinin görevine son verilmesini sağlayan yasa maddesini de iptal etmesi. Böylece haksız yere görevden alınan ve düz öğretmen olanlar tekrar yöneticiliğe dönüş yapabilecekler mi?
Dershane öğretmenlerinin MEB kadrolarına KPSS'siz atanması ile ilgili maddenin de AYM tarafından iptal edilmesi ayrıca üzerinde düşünülmesi gereken bir konu. Yazımı yazdığım sıralarda Nabi Bey bir televizyon programında, ‘yasanın iptal edilmesiyle dershane öğretmenlerinin MEB’e alımı ile ilgili yapacak bir şeyin olmadığını’ belirtti. Oysa birçok dershane yöneticisi, Milli Eğitim Bakanlığına atama şartlarına uyan öğretmenleriyle sözleşmeleri yenilemedi. Şimdi bu öğretmenler açıkta mı kalacak?
HHH
Bu yıl özel okul devlet okulu ikileminde bırakılan öğrencilerin aileleri, haklı olarak bu duruma yoğun bir şekilde tepki gösterdiler. Özel okullara kayıt yaptıran öğrenciler daha sonra devlet okullarını tercih edemediler. Böylesi bir sınav sistemi herhalde bizim ülkemize özgü olsa gerek! Sınav stresi yetmiyormuş gibi bir de liselere yerleştirmede yaşananlar tam bir eziyete dönüştü.
Liselere yerleştirme süreci hala bitmedi. TEOG yerleştirme sonuçları, 14 Ağustos´ta ilan edilecek. Ve daha sonra nakil başvuruları başlayacak. Nakiller 3 dönem halinde yapılacak. Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerini birçok kez uyarmamıza rağmen, anlaşılan o ki, puan üstünlüğüne göre taban puansız nakil uygulamasına bu yıl da devam edilecek. Bu durum yine ciddi adaletsizliklerin ve haksızlıkların yaşanmasına neden olacağı gibi saygın ve köklü okulları daha da itibarsızlaştıracak.
Kısacası, yaz geldi tatil başladı ama kafalar hala karışık. Bakalım, eğitimdeki bu kötü ve belirsiz gidişat daha nereye kadar devam edecek?

Önceki ve Sonraki Yazılar