Dr. Aybars Akoğlu

Dr. Aybars Akoğlu

BÜYÜK ALTAY 108 YAŞINDA

Altaylıyım diyen herkes için 16 Ocak tarihinin ayrı bir heyecan ve önemi vardır. Bugünkü resmi bilgilere göre Altay Kulübünün ilk kuruluş tarihidir 16 Ocak. İzmir Türk Ocağının ve İttihat Terakki Fırkası yöneticilerinin desteğiyle kurulan kulübün, bugün elde hiçbir belge olmasa da 16 Ocak’ta kurulduğunu kabul ediyor ve kutluyoruz. Oysa yıllarını Altay tarihini araştırmaya vermiş rahmetli Orhan Adalı’nın araştırmaları, sevgili Tanıl Adalı’nın çalışmaları ve tarih akademisyeni Fehim Kuruloğlu’nun derlediği bilgilerde, kulübün 7 Ekim 1914’de kurulduğuna dair net bulgular vardır. Gerçek ortaya çıkana dek, çok insanın ilgisini çekmese de ben dilim döndüğünce ve aklım erdiğince gerçeği aramaya gayret ve dostlarımı teşvik etmeye devam edeceğim. Umarım zaman içerisinde Altay tarihini araştıracak tarih akademisyenleri artar ve İzmir kent ve spor tarihinin en önemli aktörlerinden Altay ile ilgili gerçek bilgilerimiz kesinleşir. 

Elimizdeki bazı tarihi bilgilerle hep beraber biraz düşünelim istiyorum. Altay kulübünün kurulmasından sonra Karşıyaka ilçesinde İttihat ve Terakki Partisinin kurduğu bir başka takım daha olmuştur. Terakkispor isimli kulübün kuruluş tarihi ise ilgi çekecek şekilde 15 Ocak 1915’tir. Bu yakın tarih ve ortak tarihi bağlar acaba bir nesil sonra yeniden tarih belirlenirken kafaları karıştırmış olabilir mi? Öyledir diye iddia edemem elbette ama düşünmeye değer diye düşünüyorum. 

Yine İzmir’de, 23 Ocak 1914 tarihinde İstanbul’da bugün hala faaliyetlerini sürdüren Anadolu Hisarı İdman Yurdu’nun İzmir Şubesi kurulmuştur. Bu kulübün üye kayıt ve kabulleri Anadolu Gazetesi yazıhanesinde yapılmaktaydı. Gazetenin sahibi Haydar Rüştü Öktem’in Celal Bayar’la yakın ilişkisi ve Altay’ın kurucuları arasında yer alan Şükrü Saraçoğlu ile Enver Tekand’la İttihad ve Terakki Mektebi’ndeki ilişkisi bir arada değerlendirilmesi gerekir. Bu kulübün 11 maddelik nizamnamesinde standart ifadeler yer almakla birlikte özellikle 3. Maddedeki Türklük ilgili vurgular söz konusudur. Bu vurgular birçok zaman Altay kulübü tarihi anlatılırken vurgulanan Türklük vurgusu ile de benzerlikler göstermektedir. 

Sözün özü İzmir ve kulübümüzün tarihi ile ilgili bilgilerimiz çok kısıtlı ve bir kısmı çelişkili. Bugün bilgilerinden faydalanıp sizlere aktarmaya çalıştığım Fehim Kuruloğlu gibi hocalarımızın çalışmaları karanlık olan bu sayfaları aydınlatacak. Bu konuda hiçbir maddi beklentisi olmayan tarih biliminde akademik çalışmaları olan kişilerin desteklenmesi ve çalışmalarının daha geniş kitlelerce paylaşılması onların çabalarında en büyük itici güç olacaktır. Önümüzdeki haftalarda Altay ile ilgili bazı yeni önemli bilgileri de akademik kaynaklardan size aktarmaya gayret edeceğim. Buradan sevgili Fehim Hocama yeniden teşekkür ediyor, Orhan amcamı rahmetle anıyorum. 

Üçüncü ligde mücadele ederken bile büyük bir coşku ve görkemle kutladığımız kuruluş yıldönümlerimiz bu yıl biraz sönük kutlanıyor. Bunda pandeminin elbette kısıtlayıcı etkileri var. Bununla birlikte futbol takımının sahadaki yetersiz performansı ve kulübün yetiştirdiği en büyük futbol adamı Mustafa Denizli Hoca ile kulüpten ayrılırken yaşanılanlar bu heyecanı maalesef baskıladı. Kulüple ilgili bizlerin duymaması gereken en saçma dedikodular kulaktan kulağa yayılıyorken, herkesin bilmesi gereken konular hakkında kimsenin bilgisinin olmaması bu kaos ortamını arttırıyor. Bugünkü yönetim ve bundan sonraki yönetimlerden tek beklentimiz her konuda şeffaflık ve sahadaki sonuç ne olursa olsun Altay kültürü olarak kabul ettiğimiz değerlere uygun davranmalarıdır. Bu kulübü temsil edenlerden tek beklentimizdir. Şampiyonluk, süper ligde olmak ve sportif başarı teferruattır. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar