Dr. Aybars Akoğlu

Dr. Aybars Akoğlu

İTTİFAK DENKLEMLERİ

Aslında yakın siyasi dönemin yeni bir buluşu ittifak olmak. Yakın zamana kadar partiler seçime tek başlarına girerler, kendi siyasi hedef ve programlarını halka açıklarlar ve seçim sonucunda tek başına hükümet yetkisi almaya çalışırlardı. Çoğunluk kazanamazlarsa, hükümeti; koalisyon olarak yönetmek için ortak hedefler belirleyebileceği parti ile kurarlardı. İttifak kavramı ortaya atıldığında sözde amaç koalisyon hükümetlerini ortadan kaldırmaktı. Şimdinin uygulamasında koalisyon daha seçim olmadan kurulmuş oluyor. Seçim sonrası pazarlıklar seçim öncesinde çoktan yapılmış oluyor.

İlk oluşan ittifak bugün iktidar olan cumhur ittifakı. Aslında bu ittifakın kuruluş amacı tek başına yeterli oy alamayacak birinci parti olan AKP’nin HDP ile pazarlık yapmaması, ortaklık kurmaması adına MHP’nin sert muhalefet yapmaktan vazgeçip mevcut iktidarın başı olan Recep Tayyip Erdoğan’a kendi partilerinin lideriymişçesine bağlılık göstermeleri oldu. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin dönemin başbakanı için söylediği zehir zemberek sözleri hatırlayın.

Çözüm süreci boyunca iktidarı korumak için Kürt oylarına ihtiyacı olduğunu düşünen iktidar partisi, HDP ile her türlü pazarlık ve ortaklığa hazırdı. Bu sürecin sembolü Habur rezaleti oldu. Güneydoğu için özerklik, federasyon iktidarın tartışmaya açtığı konular oldu. MHP burada kritik bir hamle yaptı. AKP’ye ‘iktidarı ne pahasına olursa olsun istiyorsan bunu sana ben sağlayayım yeter ki HDP ile pazarlık yapma’ dedi. Kurulan Cumhur İttifakı güneydoğu politikalarını 180 derece değiştirdi. Çözüm, açılım derken birden en şahin siyasi hamleler art arda geldi. O dönem MHP destekleyen arkadaşlarımız Devlet Bey çok büyük devlet adamı, iktidarda Recep Tayyip Erdoğan görünüyor ama devleti artık Devlet Bey yönetiyor diye iddia ediyorlardı. Ona yakın bir zamanda, zamanın sol ideolojiye yakın görünen, Doğu Perinçek’in Vatan Partisi de Erdoğan bizim politikalarımızı benimsiyor, bizim dediklerimizi yapıyor, o sebeple bizler de Erdoğan’ın yanındayız mealinde açıklamalar yapmaya başladı.

HDP ile yakınlaşmayı o dönem sakınca olarak görmeyen ve normal kabul eden iktidarın birinci partisi, MHP desteği ile iktidarını garanti altına alınca yeniden HDP’yi terör örgütünün partisi ilan etti. Kendilerine alternatif kurulan Millet İttifakı hiçbir dönemde HDP’yi ittifak ortağı olarak açıklamasa da Cumhur ittifakı sürekli HDP ve dolayısıyla terör örgütünün millet ittifakının bir parçası olduğunu iddia etti ve bu söylemle oldukça da oy topladı.

14 Mayısta yapılacak seçimler öncesinde HDP farklı bir ittifakın üyesi olarak seçimlere hazırlanıyor. Cumhur İttifakının içinde MHP yer aldığı ve AKP’nin eski dostluklarını kaybettikleri için de cumhur ittifakının adayını desteklemeyeceklerini net bir şekilde ifade ediyorlar. Hatta şunu da saptayabiliriz sanırım. AKP ile pazarlık için hiçbir zaman da kapılarını kapatmıyorlar. Koşullar uygunlaşırsa bu ortaklık bile ben dahil birçok insanı şaşırtmayacaktır. Umarım zaman beni haklı çıkartacak ortamı oluşturmaz.

HDP’yi terör örgütünün temsilcisi kabul eden ve dahil olmadığı bir ittifakı terör örgütüyle işbirliği ile suçlayan cumhur ittifakı haftanın son günlerinde Hizbullah terör Örgütünün siyasi temsilcisi HÜDA PAR ile ittifak ortaklığı kararı aldı. Güneydoğu’da başta Diyarbakır eski Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın şehit edilmesinden birçok siyasi cinayetin sahibi Hizbullah işlediği korkunç cinayet ve vahşetlerle bir dönem bölgenin kabusuydu. Kendi evlerinin salonlarında domuz bağı askı ile öldürülmüş insanların görüntüleri tüm ülkeyi dehşete düşürmüştü.

İşte bu terör örgütünün siyasi kanadıyla mevcut iktidar organik bağ kuruyor. Ne istiyor Hüda Par? Kürdistan istiyor, cumhuriyet düşmanı Şeyh Sait’ten özür dilenmesini istiyor, ‘Ne mutlu Türküm diyene’ yazısının silinmesini istiyor. Bazı fıkralar vardır, sonunda fıkra bu kadar denir. Bu yazının sonu da böyle. Yazı bu kadar.

Önceki ve Sonraki Yazılar