EYT…

20 yılı aşkın verilen mücadele…

Seçime yaklaşırken gelen yürürlüğe gireceği haberi…

Milyonlarca vatandaşın mağdur edilişi…

Z kuşağının "hakkımıza giriliyor" isyanları…

***

Türkiyenin en tartışılan konuların başında gelen EYT'yi vatandaşlara sordum.

Aldığım yanıtlar şöyle oldu:

Z.D:

EYT’liler mutlu sanırım, emekli oldular. Onun dışında bu konuyu pek araştırmadım maalesef. Çünkü bu hükümete hiç mi hiç güvenmiyorum.

Tuanna Güzel:

Sosyal devlet olmayan sistemlerin, eksik ve birçok hak ihlali, insna hak ve özgürlüğünün kısır döngüsüdür. Gayri safi hasılanın, ekonomik kast sistemindeki vahim durumudur EYT.

Mustafa Yalçın:

Emekliliği hak eden insanların bu hakkını yıllarca gasp eden hükümeetin seçimlerde belki oyumuz yükseltir diyerek bu hakkı sanki bir lütufmuş gibi sunduğu bir vakadır EYT.

Mazlum Karul:

EYT acele ile seçim nedeniyle öne alınmış doğru hazırlanmamış bir yasadır. 25 yıllık çalışma süresi, 5000 prim günü ve buna bağlı olarak yaş sınırlaması olsaydı çok daha iyi olurdu. 2000 yılı ve sonrası SGK olanlar için de bir adaletsizlik olduğu aşikâr.

Hanife Selin Özel:

Yaşadığımız kanunları, devletin sunduklarını, enflasyonu güncel olayları bilmeyen bir insanın çalışması? Ne için kim için ne durumda çalıştığını ne aldığını bilmiyor demektir!

S.M:

2000 doğumlu bir genç olarak bize tanınan emeklilik yaşı 65. Türkiye istatistiklerine bakıldığında ortalama yaşam ömrünün emeklilik yaşından 5 veya 10 daha fazla olduğu görülmekte. Öyle bir sistem oturtulmuş ki devlete 40 yıldan fazla çalışacağım en fazla 10 yıl emekli maaşı alabileceğim. Alabileceğim bu emekli maaşı ise ne ev kirama yetecek ne de gıdaya yetecek ne de faturalarımı karşılayacak! İnsanı bir ihtiyaç olan sosyalleşmeden bahsetmiyorum bile. Biz buna itiraz ettiğimizde bize Avrupa’yı örnek gösteriyorlar. Avrupa ya baktığımızda emekli olan çiftlerin dünyayı gezdiği, sosyalleştiği ve kültürel aktivitelerde bulunduğu bir gerçek. Türkiye’deki emeklilik sistemine baktığımızda çalışanların bir önceki emeklilerin maaşını karşıladığı görüşmekte. Emekli olan bir birey kendi ödediği primlerle maaşını almıyor. Bizzat benim ödediğim paralarla alıyor. 65 yaşında emekli olabilecek

olan ben 43 yaşında emekli olabilecek bir gencin maaşını ödemek zorunda mıyım? Bence yapılması gereken emeklilik sisteminin tamamen değiştirilmesi emekli bireylerin yaşam standartını yükseltecek bir maaş ödemesinin yapılması.

***

Vatandaştan aldığım yorumlar bu şekilde.

Gördüğünüz üzere herkes tamamen yaşa, girilen hakka, başkalarının primlerini ödemeye takılmış.

Fakat hiç değinilmeyen bir nokta var.

Oğuzhan Uğur’un Mevzular Açık Mikrafon programının son konuğu Türkiye İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Barış Atay’dı. Atay’ın EYT hakkında şöyle yorumu oldu:

“EYT’lilerin 9 Eylül 99’dan bugüne kadar ödedikleri prim, Türkiye’nin iç borçlanmasına harcandı. Ne gibi biliyor musunuz deprem vergisi gibi, ne gibi biliyor musunuz ötv gibi. Alınan her verginin kendi alanı dışında harcanması gibi… EYT’lilerden alınan paranın hiçbiri emeklilere harcanmadı.”

EYT’ye bu noktadan da bakmak gerekiyor.

EYT için alınan paraların nereye gittiğini araştırmak gerekiyor.

O paralara sahip çıkmak gerekiyor.

Hakkınızın asıl hangi noktada alındığını bilmek gerekiyor.

Gerekiyor arkadaşlar gerekiyor!

Sorgulayıcı olmak gerekiyor!

Gerekli konuya, gerekli noktadan bakmak gerekiyor!