Yemece, yedirmece, saraydan kaydırmaca

Mevcut iktidarın nasıl bir ‘besin zinciri’ yarattığına daha evvel değinmiştik. Büyükten küçüğe doğru dizilen bir ‘yeme’ ve ‘yedirme’ zinciri bu. ‘Hırsız-Katil İktidarı’ başka türlü varlığını sürdüremez. Beslediklerince desteklenen, bu desteği korudukça yağmayı devam ettiren bir sistemden söz ediyoruz…

Milyarlarca dolarlık ‘dev’ proje ve özelleştirme / el koyma süreci esas olarak emperyalist sermayeden başlayarak iktidar yanaşması taşeronlara kadar uzanan büyük bir menfaat alanı oluşturuyor. Türkiye’nin büyük sanayi kuruluşları, bankaları; finans, enerji, bilişim, telekomünikasyon sektörleri; madenleri, limanları, su kaynakları, yani paranın döndüğü temel faaliyet alanları büyük ölçüde emperyalist tekellerin eline geçti. Bu el değiştirme sürecinde siyasilerden bürokratlara kadar geniş bir topluluğu semirten milyar dolarlık avantalar döndü.

Emperyalist sermaye ile ortak olan ‘milletsizleşmiş’ Türkiye burjuvazisi kendisine kurduğu steril yaşam alanlarında gayet memnun yaşıyor. Sendikalar iktidar eliyle birer mafya örgütlenmesine dönüşmüş, işçi sınıfı bastırılmış, sömürü çarkı mükemmelen işliyor. ‘İş dünyası’ dedikleri sermaye sınıfı için zemin alabildiğine düzlenmiş…

İktidar yanaşması taşeronlar hem büyük sermayenin işlerini görüyor, hem milyar dolarlık devlet ihalelerinden pay kapıyor. Sürekli inşaat halindeler. Bir karış yer bulduklarında çörekleniyorlar. (Dün Ataköy’deki tarihi Baruthane arazisinin de imara açıldığını duydunuz mu?!) Doymak bilmez bir yamyamlıkla her yere saldırıyorlar. Edepsizler. Millete tecavüz etmek istiyorlar…

Bunların beslediği küçük taşeronlar, parti yöneticileri, bürokratlar var. İktidara yanaşarak, iktidar militanlığı yaparak yükselen bürokratları hepiniz tanıyorsunuz. Halkın parasıyla milyon liralık makam araçlarına biniyorlar. Ciğerleri beş para etmez ama adamdan sayılıyorlar.

***

Böyle böyle aşağıya kadar ilerliyoruz. Avanta küçük parçalara bölünerek şakşakçılara yayılıyor…
Melih Gökçek halkın parasıyla Twitter’daki şakşakçılarına yemek veriyor. Beriki muhtarları topluyor yediriyor. Sürekli bir yeme ve yedirme hali…
Birilerini işe sokma vaadi bile iktidarın besin zincirinde pirim yapıyor. Nihayet makarna-kömüre kadar geliyoruz… Makarna-kömür ne ki?! İktidar kürsülerinden atılan 1 liralık ışıklı topları bile kapışan bir nüfus yarattı bunlar!..

***

Şimdi duyuyoruz ki cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden unsur, 1000 adet yüksek yargı mensubuna, parası ‘gizli ödenek’ten karşılanmak üzere 3 bin liralık takım elbise yaptırıyormuş. Halkın parasıyla Bilal’in diyetini mi veriyor dersiniz?!

Öte taraftan, üzerlerine Bilal’in diyetini giymiş bize ceza kesen ‘Yüce Yargı’yı düşünüyorum da, bir gülme geliyor aniden!..

***

Şimdi… Bu adamın elinden örtülü ödenek falan alınmalıdır. Ve sabah akşam birilerine bir şeyler yedirdiği KaçAk Saray’dan derhal çıkartılmalıdır. Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden unsur haddini bilmeli ve yargılanacağı güne kadar sembolik sembolik dolanmalıdır. Bunu sağlamak parlamentonun görevidir… Tüm devlet kurumlarında nispi bir normalleşme ancak böyle sağlanmaya başlayabilir.
Mevcut parlamento cumhurbaşkanlığı makamındaki sorunu çözmeyi beceremezse, çocuk bahçesindeki kumlarda toplanmalıdır!

Önceki ve Sonraki Yazılar