Şükrü Sina Gürel

Şükrü Sina Gürel

Yeni dönemin başında dış politika

Bugün yeni bir dönem başlıyor. Daha önce ulusal bayram kutlamalarını elim kayıplarımız yüzünden gerçekleştirmeyenler, bu kez 24 vatandaşımızı yitirdiğimiz, 300’den fazla vatandaşımızın da ciddi şekilde yaralandığı tren kazasına rağmen kendi törenlerini ertelemediler. Dün yeni dönemin ilk “cülus” töreni gerçekleşti.

Ancak, yeni yönetimin işi ekonomi ve dış politika alanlarında hiç de kolay değil. Tabii başkalarının ellerine tutuşturduğu “yol haritalarına” adım, adım uyarlarsa, sorun olmaz. Ama böyle olmayacağını umarak, dış politikada önümüze çıkacak manzarayı çizmeye çalışalım…

Orta Doğu’dan başlayalım: Suriye’de Batı’da ve Güney’de Esad Yönetimi denetimi sağladı. Artık, İsrail ve Ürdün sınırlarına Esad ve Rusya hâkim; İran ve Hizbullah buradan Rusya-ABD-İsrail uzlaşması uyarınca geriye çekilmiş durumda. Böyle olunca, sıranın hızla Kuzey’e ve Doğu’ya geleceğini söyleyebiliriz. Önce İdlib, sonra da Afrin ve Cerablus’taki egemenlik sorunu önümüze gelecek. Buralardaki sorunu Esad’ı muhatap almadan, sadece Rusya ile birlikte çözmemiz, her halde mümkün olmayacaktır.

ABD’nin Menbiç’ten bizi oyalaya, oyalaya, birkaç ay içinde çekileceğini düşünsek bile, Fırat’ın Doğusunda kalan Suriye topraklarının geleceği, Suriye ile birlikte ilgilenmemiz gereken bir konu olarak önümüzde duracaktır. Bu konuyu, asıl egemen devlet Suriye’yi bir yana bırakıp ABD ile çözmemiz düşünülemez.

Orta Doğu’da asıl kıyamet, Trump’ın damadı Kushner’in mekik dokuyarak hazırladığı “Filistin Çözüm Planı” açıklandığında kopacaktır! Aslında ABD-İsrail-Suudi Arabistan-Mısır ekseninin tezgâhında dokunan bu “plan” bakalım Erdoğan Yönetimi tarafından nasıl karşılanacaktır? Bu “Plan” uyarınca Sina’da yeni yerleşim birimleri kurularak Gazze’den nüfus “transferi” yapılması ve böylece Gazze’deki Hamas gücüne darbe vurulması yer alıyorsa, “Müslüman Kardeş” Hamas’ın hamiliğine soyunanlar, bu durum karşısında ne yapacaklar?

AB ilişkilerimize gelince… Daha önce, Avusturya’nın AB Dönem Başkanlığında, TürkiyeAB ilişkilerinin derin dondurucuya konulacağı değerlendirmesini yapmıştım. Ancak, Almanya’da, son kamuoyu yoklamalarının en sağdaki AfD’nin Sosyal Demokrat Parti ile eşitlendiğini gösterdiğini değerlendirince, sonucun daha “vahim” olacağını düşünmeye başladım: AB ile ilişkilerimiz, derin dondurucu bir yana, buzdolabına bile konmadan çürümeye bırakılabilir!

Bakalım yeni dönemi yönetenler bu dış politika manzarası karşısında ne yapacak?

Önceki ve Sonraki Yazılar