Yenilenecek seçim ve CHP...

Seçimlerin 1 Kasım tarihinde "yenilenecek" olması, sanırım en çok CHP'yi sıkıntıya sokacak! Sıkıntının nedeni, adayların belirlenmesi... 7 Haziran'da böyle bir dert yoktu. O seçimlerde CHP, büyük bir demokrasi şöleni ile çoğu yerde adaylarını önseçim ile belirlemişti. Şimdi ise zaman yok! 1 Kasım tarihi önseçimi zora sokuyor. YSK, seçim takvimini bugün açıklasa bile, CHP'nin önseçim yapması öyle kolay iş değil.

Dün toplanan Parti Meclisi'nde bu konu enine boyuna tartışıldı. Kulislerden sızan bilgilere göre CHP, YSK'ya bir yazı yazıp, bu konuda görüş isteyecek. Çünkü CHP tüzüğü, "önseçim"i esas kabul ediyor. Ve, Parti Genel Merkezi, YSK'nın görüşü doğrultusunda, yöntem belirleyecek. YSK, "Önseçimsiz olmaz" derse, 15-20 gün içerisinde CHP üyelerinin sandığa gitme zorunluluğu doğacak. Yok eğer, "Partinizin iç işidir ben karışmam" görüşü gelirse, iş Merkez Yoklaması'na kalacak.
Diğer partilerin ise böyle bir sorunu yok. Çünkü onlarda, yine bir ya da iki kişinin iki dudağı arasından çıkacak kararlar geçerli olacak.  Ha kadı Hasan, ha Hasan kadı, hiç farketmez!

***

CHP adına gerçekten her iki yöntem de sıkıntılı... Önseçimin fiziki koşulları, Merkez Yoklaması'nın ise bir önceki önseçim sonuçları üzerinde "haksızlık" yaratabileceği gerçeği ortada duruyor.
Bu konuda yetki, MYK'ya, daha doğrusu Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na verilecek. Önseçim, YSK'nın takvimine uymazsa adayların tümü "Merkez Yoklaması" ile belirlenecek.
Kemal Bey'in bu konuda yakın çevresine, "Merkez Yoklamasına mecbur kalırsak, 7 Haziran'ın önseçimlerini "esas" almayı düşünüyorum" dediğini duydum. Yani, önseçimle milletvekili seçilen isimlere fazla dokunmayacak. Kontenjanlarda ise değişiklik yapabilir.
Doğrusu da budur zaten. Üç ay önce büyük mücadelelerle, parti örgütünden binlerce üyenin oyunu alıp, milletvekili olacaksın, ardından Merkez Yoklaması'nda liste dışı edileceksin. Bu olacak şey değil. Hakka, hukuka ve adalete sığmaz. Siyaseten etik de sayılmaz. Ki, o seçimlerde insanlar, o kadar efor sarfedip, o kadar kaynak tüketmişken... Dedik ya, adil olmaz.
Bu bakımdan Sayın Kılıçdaroğlu'nun, yukarıda sözünü ettiğim  düşüncesi doğrudur. Yok eğer, yeni bir önseçim kaçınılmaz ise, yapacak birşeyi yoktur zaten. CHP örgütü, gereğini yerine getirir. Pişmanlıkları varsa, yeniden bir değerlendirme şansı olur. Liste sıralamasını, özgür iradesiyle yeniden yapar. Buna da kimsenin itirazı olmaz, olamaz.

***

Yok eğer Genel Merkez, bu gerçeği gözardı eder de "merkez Yoklaması" ile listeleri farklı bir bakış açısı ile tanzim ederse, bu CHP'nin yararına değil, zararına olur. Ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile AKP'nin ekmeğine yağ sürer.
Bu nedenle; eğer yeni bir önseçim yapma söz konusu değilse, CHP, 7 Haziran önseçimlerini bir iki ufak değişiklik ile esas kabul etmek zorundadır. Kontenjanları ise, yeniden değerlendirmesine, kimsenin itirazı olmaması gerekir.

***

Ancak, her şeye rağmen esas olan, Türkiye'yi, "Tayyip Erdoğan vesayeti" ve "Akp istibtadı"ndan kurtarmaktır. Bu somut gerçek ortada dururken, hiç bir CHP'linin, şu ya da bu şekilde itirazı geçerli kabul edilemez. Zira, gün o gün değildir. Çünkü, içerisinde bulunduğumuz süreç, ne yazık ki Türkiye'nin evrilmesi değil "devrilmesi" sürecidir. Ne tarafa devrileceği ise meçhuldür. Düşünülmesi gereken en önemli ayrıntı budur. Ülke bu nedenle devrilirse hepimiz altına kalırız. O zaman da sen ne de ben kalır. Ve bu enkazı kaldırmak ohiç de kolay değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar