Bugün ne giysem?

Türkiye’de ortalama her erkeğin zahmetsizce ahkam kesebileceği iki konu var: Futbol ve at yarışları... Gidin kıraathanelere, ortalık işsiz güçsüz Adnan Aybabalarla doludur. Her biri saçmalar durur. Seçim zamanlarında bile politikanın önünde gelir futbol muhabbetleri.

At yarışı mevzuu da böyle. Sanki tayların yemini suyunu onlar veriyor! Herkes at profesörü!..

Seneler evvel, tanınmış jokeylerimizden Fuat Çakar’la muhabbet ediyorduk, “Abi nereden bileceksin hangi atın geleceğini. En favori gösterilen at bile kazanamaz bakarsın. Hayvanın dili yok ki. Belki gece böcek ısırdı. Belki bir tarafı ağrıyor. Söyleyemez ki derdini sana. O gün iyi koşmayıverir” demişti.

Ama bizim kıraathaneye gelin, ‘tek atlar, bomba atlar’ havada uçuşur... Dedim ya, profesör herkes!..

***

Şimdi kadınlar için de yaygın bir ‘boş muhabbet’ icat edildi, eksiğimiz kalmadı. Toplamışlar ‘Allahlık’ bir jüri, tıkmışlar bir kısım hanımı stüdyoya, kendi aralarında kapıştırıp kapıştırıp ‘moda-tarz’ programı yapıyorlar...

Neyin ‘moda’, neyin ‘tarz’ olduğuna kendileri de bir türlü karar veremeyen ve bayağı kapışmalara teşne bir sürü tip...

Eh, ne olacak, bizim kıraathanedeki ‘Adnan Aybabaların muadili ‘Nur Yerlitaşlar’ da zuhur etmiştir çoktan mahallelerde. Program yapımcıları akıl etse, bu ‘moda yarışmacıları’nı arada sırada koştursalar, ev hanımları kupon da yapar, ortama renk gelir. Uyandırayım...

***

Bu moda işleri çok acayip. Geçen gün haberlerde denk geldim Hacivat gibi sakal bırakıp o sakalları da kırmızıya boyamış bir tip, ‘modacı’ymış, defile düzenlemiş. Defileye gelen şortlu bir adam gördüm, çoraplarına ‘erkek jartiyeri’ takmış. Bir başkası da, kafasına bir imam sarığı geçirmiş; acayip tüylü, elbise diyemeyeceğim bir tür ‘kostüm’ var üzerinde. ‘Kostüm’ün adı ‘Çılgın İmam’mış...

Bunlar böyle ciddi ciddi ortalıkta dolandığı için, meraklandım, internette o defileyi düzenleyen kırmızı sakallı tipi araştırdım. “Ünlü modacıdan cesur açıklama” diye sunulan bir haberde, “İslam Ordusu’na üniforma dikmek gerekirse, Hazreti İdris’in çırakları olarak dikeriz” diye konuşmuş. Hazreti Kırmızı Sakal meğerse ‘dine yönelen gey modacı’ymış. ‘First Lady’ Emine Erdoğan’ı da, Bülent Ersoy’u da o giydirmekteymiş.

Ve böylelikle yeni bir şey öğrenmiş olduk. Emine Hanım’ın ve Bülent Ersoy’un niye öyle enteresan hallerde dolaştıklarını anladık...

Neyse...

Bu Hazreti Kırmızı Sakal dine yönelmiş ya, seksi bırakıp namaz kılmaya başlamış bi güzel... Ama tabii dekolte falan dikmeye devam. ‘Sipariş’e bağlı!

İslami usullerde kesim yapılır!

***

Bakınız, bu iktidar toplumu muhafazakarlaştırmıyor. Başka bir şey yapıyor. Toplumumuz dört bacaklı bir civcive dönüyor. Ucubeleşiyor...

Geleceği elinden alınan toplum, karnı aç ve üç gün sonrasını düşünemez halde, futboldan, bahis kuponlarından, modadan bahsediyor...

Yani diyeceğim o ki, bugün ne giyeceğimizi düşünmeye hacet yok. Milletçe semer giysek yeridir...


Önceki ve Sonraki Yazılar