Yerel tohum takas şenlikleri artık başkentte

Geçen cuma ve cumartesi, Çankaya Belediyesi öncülüğünde, birçok kuruluş ve kişinin katkılarıyla Ankara’da Yerel Tohum Takas Şenliği gerçekleşti. 2 Kasım Cumartesi ise, Muğla’da gerçekleştirilecek. 2010 yılında İzmir Torbalı’da başlayan bu etkinlikler, çoğu İzmir olmak üzere, Ege Bölgesi’nin dışına çıkamamıştı. Bugüne kadar, bazılarında üçüncüsü olmak üzere; Torbalı/İzmir, Karaot Köyü/Torbalı/İzmir, Seferihisar/İzmir, Bornova/İzmir, Bayramiç/Çanakkale, Manisa, Çavlu Köyü/Salihli/Manisa, Muğla, Fethiye/Muğla, Bodrum/Muğla’da şenlikler yapıldı.

Takas Şenlikleri’nde önemli değişimler gerçekleşiyor. En önemli amaç olan ‘yerel tohumların kaybolması’na, takas şenliği yapılan her yerde ‘dur’ deniyor. Zamana karşı bir yarış içindeyiz. Çünkü; yerel tohumu saklayanlar genellikle yaşlı kadınlar. Ancak bu yaşlı kadınlar ölüp giderse, birçoğunun tohum hazinelerini devredecekleri gençler ya yoklar ya da kentlerde oturuyorlar ve bu işin önemini anlamamış bulunuyorlar. Böyle bir durumda, bezlere sarılı bu değerli tohumların çoğunun çöpe gitmesi kaçınılmaz. Bu nedenle, bu koruma en geç iki üç yıl içinde bütün Türkiye düzeyinde gerçekleşmeli. Manisa’nın bir köyünde yapılan takas şenliğinde, o köyde yaşayan kadınların bir kısmının hemen şenlikte karar vererek takas masasına gittiklerini ve tohum aldıklarını gözlemiştim. Birbirlerine “Artık hiç olmaz ise kendimiz için yerel tohumla tarımsal ilaçsız ve kimyasal gübresiz ürün yetiştirelim” dediklerini duydum.

Yerel tohumların kaybı gelişmiş ülkelerde yüzde doksanlar düzeyinde oldu. Bu tohumlar bütün bir insanlığın en önemli hazinesi. Ancak ne yazık ki, Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı yerel kuruluşlarının birkaç şenlikteki kısıtlı katkısı dışında bir destekleri olmadı. Hatta; tohum merkezleri ve araştırma enstitüleri, bildiğim bir tanesinin dışında şenliklere uğramıyorlar bile. Sanırım yıllar sonra Bakanlık bu konuda özeleştirisini yapacak ama umalım ki iş işten geçmemiş olsun. Yunanistan’da Tarım Bakanlığı bu şenliklere destek veriyor.

25-26 Ekim‘de Ankara’da Çankaya Belediyesi ve diğer kuruluşlarca gerçekleştirilen bu yerel tohum takas şenliği, üç yıldır Ege’de dönüp duran bu hareketin uzun bir atlama ile başkente taşınmasına öncülük etti. Umarım bundan sonra her ilde gerçekleştirilir.

‘Yerel’ tohum ile ‘yerli’ tohumun aynı olmadığını vurgulayalım. Bir tohumun çoğu yabancı olan şirketlerce Türkiye içinde üretilmesi ve hatta bir kısmının ihraç edilmesi çok iyi bir gelişme sayılmaz. Çünkü bunlar da yerel tohumun yok olmasına hizmet etmekte. Bu açıdan yerli şirketlerle yabancı şirketlerin çok farkı yok. Zaten, geçtiğimiz dönemlerde bazı yerli sermayeli şirketler, yüzde yüz olmak üzere, yabancı tohum tekelleri tarafından satın alındı. Geri kalanlarını da bekleyen son bu.

 Yerel tohumlarla, kimyasal ilaç ve kimyasal gübre kullanmadan yapılacak olan tarımsal üretim, bazılarına çok hayalci gelebilir. Bizce bu, tüketicinin kanser başta olmak üzere hastalıklardan kurtulması ve lezzetli ürünler yemesi, köylünün yoksulluktan kurtulması, doğanın yok olmaktan kurtulması ile ilgilidir. Endüstriyel tarıma övgü yapanlar, bu sistemin dünyadan açlığı kaldıramadığı gibi derinleştirdiğini de unutmasınlar. Ayrıca; yerel tohumları savunuyorsak da, bilime ve gelişmelere karşı değiliz. Katılımcı ıslah yaklaşımı ile çiftçiler ve bilimciler birlikte çok güzel çeşitler ıslah edebiliyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar