Çetin Osman Budak

Çetin Osman Budak

Yol ayrımı!

Ülkemizin kader oylamasına 4 gün kaldı. Geleceğimiz açısından büyük önem taşıyan oylamaya giderken, bugün Türkiye’nin en temel ihtiyaçları adalet, özgürlük, ahlak ve eşitlik gibi değerlerdir.

15 yıllık AKP hükümetleri döneminde; “ileri” demokrasiden “sıfır” demokrasiye, “üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü” sloganından, “tek kişilik hukuk” noktasına geldik. Ergenekon davalarındaki ucubeliklerin benzerleri yeniden piyasaya sürülüyor. Kadri Gürsel “ByLock”çu değil ama onlarla görüşmüş. Kim bunlar, nasıl görüşmüş belli değil.

Bazı gazeteciler için 2008- 2012 yıllarında yaptıkları görüşmeler suç unsuru. Peki, bu yıllarda, AKP-FETÖ işbirliğiyle yargı tamamen alt üst edilmiyor muydu? “Gökten ne yağar da yer kabul etmez”, “Bu hasret bitsin” diye ağlamaklı konuşmalar yapanlar, bu ülkenin başbakanları, bakanları değil miydi? “Ergenekon Kumpası”nı yapan hâkim ve savcılar göz göre göre kaçtı ama aynı hukuksuzluklar sürüyor. Neden? Çünkü belirlediği miladı unutan iktidar, aynı iktidar! Böylesi bir iktidarın getireceği “tek adam dü- zeni”nden adalet çıkar mı? Hayır. Hele de Hâkimler Savcılar Kurulu’nu (HSK) tek adam belirleyecekse…

***

İleri demokrasi, milli irade sadece AKP ve yandaşları için geçerli. İtiraz eden, muhalefet eden ya işinden oluyor, ya sürgün ediliyor ya da yıllarca özgürlüğünden mahrum bırakılıyor. İstikrar diye diye gelinen nokta OHAL’dir ve şimdi OHAL fırsatçılığıyla baskının dozu artarak her alana yayılıyor. Özgür düşünceye, bilimsel akla kelepçe vuruluyor.

Üniversitelerin içi boşaltılıyor, sivil toplum susturuluyor, medyanın büyük bölümü yandaşlaştırılmış, sansür, otosansür cirit atıyor. Kuvvetler ayrılığı ilkesini yerle bir ederek; yürütme, yasama ve yargıyı tek bir kişinin güdümüne sokacak ucube rejim değişikliğinden özgürlük ve demokrasi beklenebilir mi? HAYIR.

AKP kendi siyasi ömrünü uzatabilmek için ülkenin ekonomik kazanımlarını riske atmaktan çekinmiyor. Otuz yıllık özelleştirme macerasında toplam 68 milyar dolarlık satışın, 60 milyar dolarlık bölümünü AKP yaptı.

Çok sayıda hukuksuzluk ve usulsüzlük söz konusu… Hukuksuzlukların üstünü örtmek için AKP eliyle çıkarılan iki kanun da Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmesine karşın, yargı kararları uygulanmamış; özelleştirme, yargının işlemediği alan haline getirilmiştir. Ve bugün OHAL fırsatçılığıyla, ülkenin 160 milyar dolarlık değeri hesapsız kitapsız şekilde Varlık Fonu Şirketi’ne aktarılıyor.

Aralarına “saray danışmanı”nın da yerleştirildiği bu şirketin yöneticilerine “sınırsız harcama” yetkisi tanı- nıyor. Halkımızın onlarca yıllık emekle oluşturduğu birikimlerini; bir OHAL KHK’sıyla TBMM’den kaçıran anlayışın; rejim değişikliğiyle TBMM’yi güçlendirmesi beklenebilir mi? HAYIR.

***

Ülkemizin demokrasi, hukuk ve ekonomi alanında elde ettiği kazanımlar risk altındadır. Ve bugün Türkiye bir yol ayrımındadır.

Ya demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak, akıl ve bilimin rehberliğinde, sürdürebilir ekonomik büyüme ve adaletli paylaşım yolunda ilerleyeceğiz.

Ya da kuvvetlerin tek elde toplandığı, özgürlüklerin bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştırıldığı otoriter tek adam rejiminin yolu açılacak ve karanlık bir maceraya sürükleneceğiz.

Unutmayalım, bir oy çok şeyi değiştirebilir.

Büyük Usta Nazım’ın çağrısıyla bitirelim:

Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe yaşamak için…

HAYIR!

Önceki ve Sonraki Yazılar