Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

'Yol yakınken bu yanlıştan dönün!'

Silivri Zindanı, 21-02-2019

Eren Erdem’in bu uyarısı, hatta ricası CHP'de aday yapılmayıp, hemen soluğu DSP'de alıp, oradan belediye başkan adayı olan CHP‘li arkadaşlarına!

Hem de tüm samimiyetiyle:

“Önce arkadaşların davranışlarını anlıyorum.
CHP'de aday belirleme süreci çok yanlış ve üzücüydü.

Onları bu hatalı davranışa, işte demokratik olmayan bu keyfi, adaletsiz ve şahsi ikbale dayanan atama sistemi zorluyor.

31 Mart seçimlerine dönük değil, seçimlerden sonra yapılacak CHP Kurultayı’na endeksli, yani parti içinde iktidar hesaplarıyla bir aday belirleme süreci yaşandı.

Ama zaman, her şeye rağmen ne olursa olsun kişisel kaygı, hedef, kırgınlık, hesap, öfke, rövanş, kaybettirme hazzı vesaire zamanı değildir!

Bakın! Ben bir yerde göz göre göre bazı parti yetkililerince zindan yoluna terk edildim, adeta teslim edildim.

Hücrelerde yattım. Ailem ve çocuğumdan koparıldım ve hatta uzun müddet onlar da adeta benimle birlikte cezalandırıldılar!

Ama yine de  şu anda CHP Genel Merkezi tarafından atanan tüm adayların desteklenmesi lazım!

Parti seçimlerde başarılı olmak zorundadır.

Hepimizin görevi bunun için bağrımıza taşı basıp bir nefer olarak çalışmaktır.

Bunun en güzel örneğini Cumhurbaşkanı adayımız MUHARREM İNCE göstermektedir.

Muharrem İnce, tüm ülkeyi ilçe ilçe gezip, çoğu adaydan bile daha yoğun partisi için çalışmaktadır.

Hem de neredeyse parti içindeki tüm yakın yol arkadaşları adeta aday gösterilmeyip biçilmişken.

 İşte CHP’li olmak böyle bir şeydir!”


                           ***

21 Şubat Perşembe günü CHP Parti Meclisi üyesi ve eski milletvekili Eren Erdem’i meşhur Silivri zindanında ziyaret ettim.

Kendisini en son haziran ayında İzmir Alsancak’ta Alman Yeşiller Partisi Milletvekili dostum Özcan Mutlu ve değerli yazarımız Ahmet Ümit ile yemek yerken yanımızdan tesadüfen geçerken görmüştüm.

Kendisiyle kısaca ayak üstü memleket ve elbette CHP sohbeti yapmıştık.

                           ***

Önce bir hukukçu ve avukat olarak aylardan beri Ergenekon’vari çakma yalancı sözde “gizli tanık” tertibiyle zindana atılmasına ve hatta zindan içinde ayrıca tecrit uygulamasına tabi tutulmasına ne vicdanım ne de hukukçu kimliğim razı gelmiyordu ve bu duruma isyan ediyordum.

Nitekim 1 Mart Cuma günü duruşmasına cübbemi alıp gideceğim.

Hadi iktidar tarafından uğratıldığı hukuk garabetini anlıyorum da, bizzat partisindeki bazı iktidar odaklarının onu resmen bu zindan yoluna sokmaları ve iteklemeleri anlaşılır gibi değil.

Ve bundan dolayı çok öfkeliyim.

Ama şimdi bunun sırası değil!

                           ***

Öfke beklerken Eren Erdem'de ne göreyim?

Eren Erdem, işin kişisel sıkıntılarından uzaklaşmış ve aklıselim açıklamalarda ve tavsiyelerle meşguldü.

Çok duygulandım.
Zira birden 1978-1982 arası zindanlardayken bana ziyarete gelen arkadaşlarımı, akrabalarımı ve sevdiklerimi ben de benzer psikolojiyle karşıladığımı anımsadım.

Boşuna dememişler, zindanlar bazılarımız için eğitim ve sınav merkezidir diye.

Belli ki Eren Erdem, adına layık bir şekilde mezun olacak o okuldan.

Eren Erdem ile sohbetimizin bir bölümünü yukarda aktarmaya çalıştım.

Önceki ve Sonraki Yazılar