BBC Türkçe'den Onur Erem'e konuşan Aktay, 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu öncesinde Fethullah Gülen destekçilerimi 'dindar sivil toplum kuruluşu' olarak değerlendirdiklerini açıkladı. 

'DARBE OLSAYDI BUGÜN BUNLARI KONUŞAMAYACAKTIK'

Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) 2004'teki kararına karşın Gülencilere bu gözle baktıklarını belirten Aktay, 2004'teki MGK kararına rağmen Gülencileri bir sivil toplum yapılanması olarak görmelerini ise o karara imza atanların 'mütedeyyin STK'ları mürteci olarak nitelendirmeleriyle' ve bu yaklaşıma karşı çıkarak Gülen'i değil kendilerini savunmalarıyla açıklıyor.

Aktay, darbe girişiminin başarılı olması halinde yaşanması muhtemel olayları, "Darbe gerçekleşmiş olsaydı bugün bu tür şeyleri konuşabiliyor bile olamayacaktık. Zindanlara tıkılmış yüz binlerce insandan, yargı süreci çalışmadan insanların keyfi biçimde tutuklanıyor olmasından ve öldürülmesinden bahsediyor olacaktık" sözleriyle anlattı.

'EĞER GERÇEKTEN MAĞDUR EDİLEN BİRİLERİ VARSA HAKLARI VERİLİR'

Adalet Bakanlığı, son bir yılda darbe girişimine ilişkin 169 bin kişi hakkında işlem yapıldığını, 50 bin kişinin de tutuklandığını açıklamıştı.

Aktay'ın bu rakamlara ilişkin yorumu ise "Müsaadenizle o kadar uygulama olsun. FETÖ yapılanma tarzı gereği böyle bir tedbir kaçınılmaz oluyor. Netice itibariyle kimsenin hakkı zayi olmaz, yargı süreci eninde sonunda işler. Eğer gerçekten mağdur edilen birileri varsa hakları verilir" oldu.

'İNSANIMIZIN KALİTELİ OLMASINI UMUYORUZ'

AK Parti'li vekil, yurttaşlardan da uygulamaları takdir etmesini isteyerek  "Bu insan kalitesiyle de ilgili bir şeydir. İnsanımızın kaliteli olmasını umuyoruz. Masumlarsa devletin önlemlerini takdir etmelerini umuyoruz. Bu süreç içerisinde herkese bir şekilde bir şey düştü. Herkes biraz bu işin bedelini ödemiş oldu. Biz de bedelini ödedik. Gezi başladığı günden beri bunların hepsi Türkiye'de herkesin ödediği bir bedel" ifadelerini kullandı.