CHP'li Topal 'tarımda laf çok ama icraat yok'

CHP'li Topal 'tarımda laf çok ama icraat yok'

Cumhuriyet Halk Partisi 24. Dönem Amasya Milletvekili Ramis Topal hükümetin tarım ve hayvancılık politikasını eleştirip, son günlerde sıkça duyulan tarım ve et ürünleri ithalatı konularında hükümeti topa tuttu.

Ülkemizin 2002 öncesinde tarım ve hayvancılık ürünleri üretiminde kendi kendine yeten 8 ülkeden birisi olduğunu vurgulayan Topal, “Bugün maalesef et, sakatat, canlı hayvan, saman, nohut, mercimek, fasulye ve daha saymakla bitiremeyeceğimiz birçok tarım ürününü ithal eder hale geldik.” Dedi.

Son günlerde “Yerli ve Milli” kelimeleri moda olmuş durumda. Baktığımızda laf çok ama icraat yok. Milli tarım ve hayvancılık uygulayacağız diyenler ithal tarım ve hayvan ürünlerini neredeyse gümrüksüz ülkemize sokmakta, yerli üretimi baltalamaktadır. Artan fiyatlar ve enflasyon ithalatın hali hazır bahanesi olmuştur.  Fakat ithalat bunları daha da tetiklemekte, fiyatlar daha da yükselmektedir. Hükümetin bilmediği yada anlamak istemediği şey bir ürün ne kadar az olursa fiyatı o kadar yüksek, ne kadar çok olursa da o kadar ucuz olur. Fiyatları düşürmenin yolunun yerli üretimi teşvik etmek olduğunu herkesin bildiğini düşünüyorum. Tabi amaç ithalat yapan yandaş şirketleri zengin etmek değil de, çiftçimiz kazansın halkımız ucuz gıda tüketsin ise.

Devlet vatandaşın cebini değil, ithalat vergileriyle kendi kasasını doldurmaya çalışmaktadır Hükümet ithalat furyasına kapılmış ipin ucunu kaçırmıştır. O kadar ki Sırbistan’dan ithal edilen 50.000 ton etin hastalıklı olduğu tespit edilmesine rağmen yetkilerin iade edersek ayıp olur tarzından açıklamalarıyla hastalıklı etler halkımızın tüketimine sunulmuş, halkımıza yedirilmiştir. Geçtiğimiz hafta Brezilya’dan ithal edilen 27.000 büyükbaş hayvanında hastalıklı olduğu söylemleri sıkça gündeme gelmiş, herhangi bir sağlık kontrolünden geçirilmeden piyasaya sunulmuştur. Bakanlık ise hastalıklı etlerin, hormonlu ve GDO’lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) ürünlerin piyasada satıldığından bir haberdir.  Ülkemizde insan sağlığına ne kadar değer verildiğinin göstergesi ortadadır. Ülkemizde ürettiğimiz tarım ürünlerinden domatesi Avrupa ve Rusya zirai ilaç kalıntısı barındırıyor, hormonlu diye kabul etmeyip geri iade ediyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sn. Ahmet Eşref Fakıbaba geçtiğimiz günlerde bir proje hazırladıklarını; Şehirden köye dönüşü başlatacaklarını, kişi başı 300 küçükbaş hayvan verileceği, asgari ücret maaş ödeneceği, sigortasının devlet tarafından yapılacağı ve proje kapsamında toplamda 500.000 küçükbaş hayvan dağıtılacağını belirtmişti. Sayın Bakan sonrasında projenin yanlış anlaşıldığını, sadece belirli şartları tutan kişilere bu küçükbaş hayvanların verileceğini açıkladı. Şartları ise 300 küçükbaş hayvanın barınacağı ahıra sahip olmak, kaba yem üretimi için yeterli miktarda tarım arazisine sahip olmak, bulunulan bölgede ki mera varlığının yeterli olması ve halen hayvancılıkla uğraşıyor olmak gibi sadece hali vakti yerinde olan sınırlı kişilerin sahip olduğu şartlar açıklanmıştır. Sayın Bakana soruyorum;

1-      Dağıtılacak 500.000 küçükbaş hayvan yerli kaynaklardan mı temin edilecek yoksa ithal mi edilecek?

2-      500.000 küçükbaş hayvan ithal edilecekse hangi şirketlere ithalat izni verilecek?

3-      Bu hayvanlar ithal edilecekse, sağlık kontrolünden geçirilecek mi, hastalıklı çıkacak hayvanların durumu ne olacak?

4-      Bakanlığınız proje köye dönüşü teşvik etmek için demekte ama şartlarda halen hayvancılıkla uğraşıyor olmak şartı var. Bu proje şehirde yaşayıp ve bu şartları taşıyan siyasi partinize yakın insanlar düşünülerek mi hazırlanmıştır?

5-      Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ithal tarımsal ve hayvansal gıdaların GDO, zirai ilaç kalıntısı, hormon ve hastalık kontrollerini yapıyor mu? Halk sağlığını olumsuz etkileyebilecek gıdaların ülkeye girişi engelleniyor mu?

6-      Halk sağlığı açısından tehlike arz eden sağlıksız gıdaların isimlerini açıklayan bakanlık bu ürünleri piyasadan toplatıyor mu?