Yaşar Seyman 19 Mayıs ruhu ile yeni yol haritasını çizdi

Yaşar Seyman 19 Mayıs ruhu ile yeni yol haritasını çizdi

Kalem ve siyaset erbabı Yaşar Seyman 19 Mayıs ruhu ile yeni yol haritasını çizdi.

Kendine yabancı olmak…

İnsanın kendi değerlerini görmemesi ne acıdır.

En kötüsü de bu değerleri görmezden gelmesidir.

Biz değerlerine yabancı bir ülke olduk.

Buna kültürel yozlaşma diyorlar!

Ortaokul yıllarında okuduğumuz makalenin konusu belleğim beni yanıltmıyorsa; bakmak ve görmekti.

Bizim değerlerimizi görmememiz bakmak ve görmek arası bir çizgidir.

Fransa seçimleri sonucu herkes Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yaşını konuşuyor.

Macron, 39 yaşında Fransa’nın en genç lideri seçildi.

Cumhurbaşkanı, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile görüşüyor bu kez yine Çipras 42 yaşında Yunanistan’ın genç başbakanı deniyor.

Bundan önce de Kanada başkanı Justin Trudeau’unu genç yaşından söz edilir, yazılır, çizilirdi.

Trudeau şimdilerde 45 yaşında genç bir başbakan.

Bunları ağız dolusu konuşan siyasiler, medya mensupları, bilim insanları, yorumcular nedense bir gün olsun yazılarında televizyon yorumlarında Mustafa Kemal Atatürk’ün 42 yaşında Cumhurbaşkanı olduğunu aynı ağız dolusu, gururlu bir sesle konuşmuyor ve yazmıyorlar.

Kaldı ki bu genç liderler Atatürk’ün ölümünden 79 yıl sonra bu başarıyı sağlıyorlar.

Atatürk zamanında ne iletişim devrimi gerçekleşmiş ne teknoloji bu kadar gelişmiş, ne insanlara ulaşmak, kamuoyu oluşturmak bu kadar kolaylaşmış.

O bir asker olarak yaşamının büyükçe bir bölümünü savaşta tüketmiş buna karşın ülkesine önderlik etmiştir.

Kurtuluş savaşı verirken; kadınların ve gençlerin önemini kavramış.

Cumhuriyet’in ilk uygulamalarından biri olarak kadınlara ‘Seçme ve Seçilme Hakkı’nı yasalarla düzenlemiş, yaşama dönüştürmüştür.

Bir ulusun küllerinden doğduğu günün başlangıcı olan 19 Mayıs 1919 da ilk adımı atmıştır. Milli Mücadele sıralarında tanıdığı, birlikte mücadele verdiği gençlerin; halkı ileri götürecek, köhnemiş fikirlere karşı çıkacak fikirlerini öngördüğü için bu anlamlı günü gençliğe armağan etmiştir.

Oysa bugün Atatürk’e küfür edenleri hem de Atatürk’ün sofrasında tarihçi diye konuk görmek utancına tanık oluyoruz.

Düşmanlarının bile onun için söylediği sözleri aymazlıkla unutuyoruz.

Bakın Winston Churchill ne diyor:

“Şu anda mağlubiyeti bütün damarlarımda hissetmekteyim.

Çok üzgünüm! Oldukça mutluydum, umutluydum.

Daha düne kadar Çanakkale bizimdir!

Diyordum.

Çünkü bu savaşı kazanmak için; askeri, parayı, cephaneyi, her şeyi hesaplamıştım.

Hepsinde çok üstündük. Mutlaka yenecektik.

Yalnız bir şeyi hesaba katmamışız...

Mustafa Kemal’i...”

Savaşın içinde aklıyla, inancıyla, inadıyla ayakta kalıp genç bir Cumhuriyet kurduğu yaşı dünyaya örnektir.

Oysa ondan sonra onun makamına gelenler ‘lüks emeklilik’ yaşıyorlar.

İnsanın kendi değerlerini bilmemesi, görmemesi, yabancı olması ne acıdır.

Umudum ortak değerimiz Atatürk’e milyon sahip çıkıyor.

Gün, 19 Mayıs iklimi ile yeniden bir yol haritası çizme günüdür!