Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Yurtta sulh, cihanda sulh

Dış politikamızın temeli bu şiardı. Yani Cumhuriyetimizin! Bu politika yok edilmeden Cumhuriyet yıkılamazdı. Bunun kanıtı, İkinci Dünya Savaşı’nda dünya yanarken, ülkemizde barış ve can güvenliğinin bulunmasıydı. Atatürk, İnönü ve kurucu parti CHP bu politikadan vazgeçmedi. Ama kıymetini bilmeyen, bundan vazgeçen maceracı politika bizi ne hallere düşürdü. Büyük Ortadoğu Projesi’nin güya stratejik ortağı rolünden çırak çıkarılıp birilerinin taşeronu olmakta varmış kaderde. Sonra öyle zikzaklar yaparsın ki, en yakın taraftarların bile sarhoşa döner, ne diyeceklerini şaşırırlar. Daha da önemlisi güvenilmez ülke olarak görülmeye başlandık çoğu ülke ve komşularımız tarafından. Bunu yaparken de en etkili yöntem İNKÂRCILIK… İHH ve mavi Marmara gemisinde İsrailli askerlerce katledilen onca insanın ardından söylendiği gibi… İnsanları gemiye bindir ölüme gönder, sonra bana mı sordun de… TERÖR laneti her yerimizi sardı. Ortadoğu ülkesi olduk artık Terör ve Ortadoğu, eşanlamlı kelimeler oldu artık. Müslüman coğrafyası birbirini boğazlayan, birbiriyle savaşan alev topuna dönüştü ve maalesef ülkemiz de bu yangın yerinin kapsama alanı- na girdi. En son taşeroncu terörist örgüt İŞİD katillerinin Atatürk Havaalanı’nda 44 insanı katletmesi ve yüzden fazla kişiyi yaralaması toplumumuzu derinden sarstı. Büyük bir öfke ve üzüntü neredeyse toplumsal infiale yol açacak hale geldi… Muhtemelen de istenen bu… Katiller çok profesyonelce, dünyanın görünürde en iyi korunan havaalanlarından biri olan Atatürk Havaalanına Kaleşnikof silahlarla, üstlerinde bombalar girip katliamlarını gerçekleştirdiler. Bazı iddialara göre 7 kişi, bazılarına göre 3 kişi. Eğer 7 ise kaçan 4 kişi kim? neredeler, kimler? Amerika kaynaklı haberlere göre yabancı kökenli 7 kişilik 5 gurup özel yetiştirilmiş katiller sürüsü ülkemizde katliamlar yapmak üzere gelmişler. Eee, bu kadar kaşırsan ve Ortadoğu bataklığına girmeye çalışırsan sonuç bu olur. Günlük üç- beş şehit haberleri artık önemini kaybetti birileri için. 44 bile azdı… Birileri kaos ortamı yaratarak bundan siyasi rant elde edebileceğini düşünüyor. Ama nafile… Gerçi katliam gecesi toplumun duyarlı kesimleri büyük bir şoka girmiş ölen insanlarımıza ağlarken iktidar partisi mecliste yüksek yargıyı Cumhurbaşkanına bağlayan yasayı çıkarmakla meşguldü. Gerçi bu yasa muhtemelen Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilir büyük ihtimalle. Katliamın cenazeleri daha defnedilmeden düğün dernek yapar gibi Osmangazi köprüsü açılışı yapıldı. 1-2 şehit bahane edilerek Cumhuriyet Bayramı veya 23 Nisan gibi törenlerinin iptal edildiğini unutmadık. Ardından muhalefet partilerinin bu katliama ilişkin araştırma yapılması teklifi AKP’lilerce reddedildi. Niçin? Saklanacak bir şey mi var? Bu provokatif siyaset geri teper ve yapanlar enkaz altında kalırlar. Adaletin temelleriyle oynayanlar! Bağımsız adalet bir gün sizlere de gerekli olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar