Yürüyüş İstanbul'da... bir alkış da sen tut

Adalet yürüyüşünün İstanbul'a uzaklığı üç haneli rakamlardan ikiye indi. Artık bu İstanbul sayılır. 
Dün yaptığımız, "bekleme bizi İstanbul, sen de katıl" çağrısına desteğin yanı sıra insanlık dışı söylemlere varan saldırıların olması yürüyüşün kutup yıldızı değerinde bir ufka dönüştüğünü gösteriyor.
15 Haziran'da başlayan yürüyüş ilk üç gün olağanüstü sıcak, sonra olağanüstü soğuk ve yağışlı bir havada devam etti. Bugünlerde sıcak var. Hava koşulları ne olursa olsun hedef değişmedi.
Politik hava koşulları da doğadan farksız. Sürekli değişiyor.
Toplumsal iklim ise daha farklı, sürekli yükseliyor. Böylesi uzun soluklu eylemlere toplumun bakışı risklidir. Büyük bir heyecanla başlayıp devamında ivme inebilir. Ya da başlangıçtaki hedeften çok farklı noktalara gidebilir. Adalet yürüyüşünde öyle olmadı. Tam tersine toplumsal destek adım adım büyüdü.
Bir günlüğüne katılıp dönmeye göre program yapmış olanların çoğundan şunu duyduk:
"9 Temmuz'a kadar bir kez daha geleceğim..."
Geçen hafta yaptığımızı genel hesaplamayla günübirlik gelip gidenler, geçilen yerleşim yerinden katılanlar, meslek kuruluşlarından sivil toplum örgütlerine kadar grupsal gelenler toplandığında yürüyüşe katılımın 150 bini bulduğunu söylemiştik. 
Sayı hızla katlanıyor. Son haftaya girilirken yarım milyonu bulduğunu söyleyebiliriz.

Yürüyüş İstanbul'da... bir alkış da sen tut,

***

Katılımın sayısal önemi elbette var. Bir de katılım yelpazesi var. Bunun için şunu söyleyebiliriz:
16 Nisan 15 Haziran'a bağlandı!
HAYIR ruhu harekete geçti.
16 Nisan'da sandıkta buluşan HAYIR, şimdi yolda buluştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanında yürüyenlerin fotoğrafları alt alta konduğunda bu tablo daha iyi anlaşılacaktır. 
Bu tablo Türkiye'de baskı rejimi ne kadar artarsa artsın buna direnecek kesimlerin de olacağını göstermektedir. Bu kesimlerin yan yana gelebileceklerini göstermektedir.
Karanlığa bakıp kahrolacağına bir ışık da sen yak sözünün hayata geçebileceğini göstermektedir.
Yürüyüşün dünkü örgütsel katılımcısı da Atatürkçü Düşünce Derneği idi. ADD, tıpkı Birleşik Kamu-İş gibi yürüyüşün başından beri var. Anadolu'nun çeşitli kentlerindeki ADD şubeleri farklı gruplarla birlikte yürüyüşe omuz veriyordu. Dün ise başta Genel Başkan Tansel Çölaşan olmak üzere hem yönetim hem üyeler bazında örgütlü katılım vardı.

***

Yürüyüş İstanbul'da... bir alkış da sen tut

Futbol kulüplerinin taraftarları da, futbol seyircisi de adalet arayışına seyirci kalmadı.
Avrupa dahil dünyanın pek çok ülkesinde futbol, toplumu ülke sorunlarına duyarlı olmaktan uzak tutmaya, daha açık söylemle uyutmaya yönelik kullanılır.
Türkiye'de ise futbol, basketbol seyircisi ülkedeki gidişe en duyarlı kesimlerin başında geliyor.
Yürüyüşte  başından beri en çok  Beşiktaş formalıları gördük. Bunda elbet şampiyonluğun getirdiği özgüven ve sevinç de vardır. Bir kez daha kutluyoruz. Bunun yanında Fenerbahçe, Galatasaray forması da var.
Görüyoruz ki; son birkaç gündür üç büyük kulübün taraftarları birleşerek yürüyüşe ve mitinge katılma hazırlığında.
Adalet mücadelesinde şampiyonluk hepimizin. Bu şampiyonluğa ihtiyacımız var.
Biz dünkü çağrımızı "bir alkış da sen tut" diye yineliyoruz. 
Adalet yürüyüşçüleri İstanbul'a girerken tıpkı oyuncuların sahaya gelişi gibi bir taraftar yağmuru altında yürümeli.
Haydi İstanbul...
Beklediğin gün geldi, bekleme artık...
 

Önceki ve Sonraki Yazılar