Yürüyüş mitingi...

Adalet yürüyüşünün 20. günü ancak başlıktaki gibi tarif edilebilir.
Adapazarı sonrası İzmit'le birlikte İstanbul başladı.
İnsan seli olarak başladı...
Yol kıyısındaki insanların karşılama ya da uğurlama diye değil, bağrına basma davranışıyla başladı...
Yürüyüşçülerin ilerlemekte zorlanmasıyla başladı...
Bu arada yağmur da başladı.
15 Haziran'da Ankara Güvenpark'ta sıcak bir günde başlayan yürüyüş üçüncü günden itibaren yağmur  ve soğukla devam etti. Sonra kavurucu sıcak, dün de sırılsıklam ıslatan yağmur.
Olsun, zaten herkes sırılsıklam!
Adalet aşıkları yollarda yürüyor. 
Derince İsmet Paşa Stadı'ndaki ikinci dinlenme noktasında 15 dakika içinde Türkiye'nin neredeyse tüm bölgeleriyle karşılaştık. 
Hataylılar, daha çok adalet tişört daha çok adalet şapkası ile yürümenin arayışındaydı. İçlerinden  biri Atatürk'ün Hatay şehidi olduğunu anlatırken etrafının kalabalıklaşmasının mutluluğu içindeydi.
Tekirdağ'ın merkez ve ilçelerinden gelenler yürüyüşün hemen her günü Trakya'dan yüzlerce nöbetçi bulundurduklarını anlatıyorlardı övünçle...

Yürüyüş mitingi...

İzmir'den dünkü katılım Karşıyaka ağırlıklı idi. Anıtkabir ziyaretlerine başta Zübeyde Hanım olmak üzere mutlak bir İzmir damgası vuran Karşıyaka bu kez daha değişik bir anlatımla yürüyüşteydi.
İzmir'in dağlarında açan çiçeklerden bir demet yapıp getirmişlerdi. 
İzmir bugünden itibaren çoğalarak yürüyüşte olacak. 
Ankara çıkışından sonra Kızılcahamam, Bolu, Kaynaşlı, Düzce gibi AKP'nin yüksek oy aldığı yerleşim yerlerinden geçiş her türlü karşılama biçimine hazırlıklı devam etti. Bu güzergahta çok büyük çoğunluğun adalet yürüyüşüne omuz verdiğini yaşayarak gördük.
Görmeye de devam ediyoruz... Dün Düzce'den gelen bir heyet bize aynen şunları söyledi:
"Düzce'de birkaç kişinin yaptığı çirkinlik bu ile mal edilemez. Biz ertesi gün Kılıçdaroğlu'ndan özür dileyip durumu anlattık ama, yine de içimiz rahat etmedi. Buraya kadar gelme gereği duyduk..."

Yürüyüş mitingi...

Yürüyüşün başından beri altını çizdiğimiz gerçeklerden biri şuydu:
Bu yürüyüşe katılanlar ileride çocuklarına, torunlarına övünçle anlatacaklar. Oradaydık diyecekler..."
İzmit'te bunun şimdiden başladığını gördük. Yürüyüşe bebek arabasında yaşını henüz doldurmuş yavrusuyla katılan anne şöyle diyordu:
"İleride ona bugünü anlatacağım. Ben oradaydım, diyeceğim ama, sen de oradaydın diyeceğim..."
Karşıyaka Gençlik Kolları'nın emektarları duygularını şöyle özetliyordu:
"Hayatımızın en anlamlı günü bugündü..."
15 Haziran'dan beri kesintisiz yürüyüşte olan Erol kardeşim İzmit'in içinden geçişi şöyle anlattı:
"Yürüdükçe enerjim artıyordu. Bütün yorgunluğumuz geçti. İzmit'in bizi bu kadar güzel karşılaması umutlarımızı arttırdı..."
Yazının başlığında vurguladığımız gibi İzmit'le birlikte yürüyüş fiilen mitinge dönüşmeye başladı.
Siyasi tarihimize "yürüyüş mitingi" diye tanımlayabileceğimiz bir deyim yerleşti.
Ayda ilk yürüyen astronot attığı adımı şöyle tarif etmişti:
"Bir insan için küçük, ancak insanlık için büyük bir adım..."
Bu benzetmeden yola çıkarak şunu söyleyebiliriz:
Kılıçdaroğlu'nun attığı her adımın siyasal, toplumsal yansıması her kesimden duyulacak, her kesimde beklenti yaratacak kadar büyüdü.
Yürüyüş sürmektedir...
Maltepe mitingi başlamıştır...

Önceki ve Sonraki Yazılar