'Cemaatin CHP'ye desteği!'

Desteği veya kazığı. Ben, Cemaat adlı örgütün CHP’ye destek vermediği, tam aksine, kazık attığı kanaatinde olanlardanım. Bu köşede bunu üç kez dile getirdim.

Araştırmacı-yazar Adil Hacıömeroğlu, tarihsel değerde bir yazı yazdı. ‘Neyse o olmayanların hüsranı’ diyebileceğimiz seçim sonuçlarıyla ilgili bu yazıyı, kısmen özetleyerek buraya alıyorum:

“AKP ile Cemaat kavgası başlayınca muhalefet partileri Cemaat’in yaptığı yasa dışılıkları görmezden geldiler. Cemaat yanlısı kimi köşe yazıcılarının CHP’ye oy vereceklerini açıkça söylemeleri, geçen seçimlerde AKP’ye oy vermiş, ancak 30 Mart için kararsız olan seçmenleri AKP’ye muhalefet yolundan geri döndürdü.”

“Cemaat, yasa dışı yollarla devlet olanaklarını kullanmakta, yasal olmayan dinlemeler yapmaktaydı. Sahte delillerle TSK’ya ve Cumhuriyet savunucularına kumpaslar kurmuştu. Ergenekon tutuklamaları başladığından beri başta CHP sözcüleri ve Cumhuriyet’i savunan yayın organları, daha çok Cemaat’i suçladılar. Silivri tutsaklarının suçsuzluğuna yalnızca CHP ve MHP tabanı değil; AKP’ye oy veren önemli bir seçmen kitlesi de inanmaktaydı. TSK’yı

etkisizleştiren operasyonlara AKP tabanından da homurtular yükselmekteydi.”

“Kılıçdaroğlu’nun ses kayıtlarını grup toplantılarında dinletmesi, yasal olmayan dinlemelerin CHP ile birlikte yapıldığı algısını uyandırdı. CHP yönetimi bu yoldan dönmedi. Oysa bu konuda 2011 seçimleri bir deneyimdi. MHP’nin haksızlığa uğradığı algısı, ona barajı aştırmıştı. Bu deneyimi göremeyen CHP tuzağa düştü.”

TAM İSABET SATIRLAR
“Cemaat’in AKP’ye savaş açması, RTE’ye fırsat yarattı. ‘TSK düşmanı AKP’ imajını değiştirme fırsatıydı bu. Bu nedenle AKP, tüm seçim stratejisini Cemaat’in yasa dışı işleri üzerine kurdu. Öyle bir propaganda yapıldı ki Cemaat’in yaptığı kumpaslar, dinlemeler, kurduğu tuzaklar yolsuzlukların önüne geçti. AKP sözcüleri fırsat buldukça Ergenekon ve Balyoz’dan tutuklanmış TSK mensuplarını savundular.”

“AKP sözcülerinin Cemaat’i, ABD ve İsrail’le ilişkili göstermeleri ilginçtir. Toplumdaki ABD ve İsrail karşıtlığından ustaca yararlandılar. Oysa bu durumdan yararlanmak CHP için daha kolaydı. Ne yazık ki CHP ve MHP; Cemaat-ABD-İsrail ittifakının yanındaymış algısı yaratıldı. Muhalefetin iki partisi de bu propaganda tuzağına düştü. Bazı CHP adaylarının Cemaat’i öven konuşmaları bu algının toplumda yerleşmesine yardım etti; CHP’nin Cemaat ile hareket ettiği izlenimi yarattı. AKP’nin işi daha da kolaylaştı.”

NELER YAPILMALIYDI?
“CHP, 17 Aralık’tan itibaren AKP ile Cemaat’i ayrım yapmaksızın hedefe oturtmalıydı. Cemaat’in, AKP Hükümeti'nin yasa dışı işlerini kotaran bir yapılanma olduğunu ısrarla anlatmalıydı. Cemaat ile AKP’nin Cumhuriyet kurumlarını birlikte yıktıklarını, yurtseverlere iftira atarak birlikte kumpaslar kurduklarını haykırmalıydı. Bunlar ne yazık ki yapılmadı. Hem AKP’yi hem de Cemaat’i, yani Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarının hepsini birden devletten söküp atma fırsatı heba edildi.”

“CHP, yerel seçimleri 30 Mart’ta değil; 17 Aralık’ta kaybetti. Yanlış strateji, yenilgiyi getirdi.”



Önceki ve Sonraki Yazılar