Yüzde 10 indirimlerin maliyetini kim üstlenecek çalışanlar ve emekliler mi?

Hükümet üst üste yeni programlar, paketler açıklıyor, kampanyalar, barışlar düzenliyor. Hedef enflasyonu düşürmek, dışa bağımlı sanayiden ve tüketimden kurtulmak. “Şimdi mi aklınıza geldi? Bunlar Türkiye’nin kronik sorunları, bugüne kadar günlük politikalara kurban edildi” demek gerek ama sonuçta hepimiz bu ülkede yaşıyoruz, zararın neresinden dönülürse kardır mantığıyla ülkenin tüm kesimleri destek veriyor, vermeli...

Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak, enflasyonla mücadele için kapsamlı bir önlemler paketi açıkladı. Paketin en ilgi gören yanı şirketlere yaptığı, “Biz yılbaşına kadar elektrik ve doğal gaza zam yapmayacağız, siz de yılbaşına kadar fiyatlarınızı yüzde 10 düşürün” oldu. Gelen basın bültenlerinden, yapılan açıklamalardan görüyoruz ki iş dünyası, bu çağrıya kulak vermiş durumda. Birçok sektörden şirket indirim açıklamaları yapıyor.

Güzel bir gelişme ama beraberinde birçok soru işareti de var. İlki enflasyon rakamlarının net bir biçimde ortaya koyduğu çarpık durum. Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki farkı nasıl kapatacağız?

Üretici maliyetinin çok altında satıyor

Eylül ayında üreticilerin enflasyonu yıllık bazda yüzde 46.15 artarken, tüketici enflasyonu 24.52 oldu. Bu şu anlama geliyor; üretici, maliyetinin altında satış yapıyor. Bunun iki nedeni var; birincisi stoklarını tüketiyor, ikincisi de istese de zam yapamıyor çünkü piyasadan talep gelmiyor. Stoklar artık bitti, şu anda istese de zam yapamayacak duruma gelindi.

Bu manzaraya bakarak üreticilerin bu yüzde 10’luk indirimi nasıl telafi edeceği sorusuna yanıt arayalım, özellikle de üst üste konkordatoların yaşandığı bir dönemde. Nedeni basit, ya konkordato ilan edip borçlarını öteleyecek ya işçi çıkarıp maliyetini düşürecek ya da işçisine zam yapmayacak.

Hastanelere “Acil” talimatı gitti

Maliyetin çalışanların omuzlarına yükleneceğini saptamasını doğrulayan bir başka durum ise şu: Diyelim ki hükümetin ve iş dünyasının zam yapmama hatta indirim yapma kampanyası işe yaradı ve enflasyon yılsonunda düştü. Bildiğiniz gibi işçi, memur ve emeklilerin maaş zamları, 2018 yılının ikinci yarısında gerçekleşen enflasyon oranı üzerinden yapılıyor. Dolayısıyla 2019 yılının ilk yarısı için geçerli olacak zamlar, düşük enflasyona göre yapılacak. Yeni yılla birlikte hem vergilere, harçlara zam gelecek hem de özel sektör art arda zam yapacak. Yani, çalışanlar 2019’un ilk yarısında düşük zam alacak ama harcamaları giderek artacak.

Ülke ekonomisini düze çıkaracak bir başka paket olan “Yeni Ekonomi Programı”nda da maliyetin önemli bir kısmının çalışan kesimin üzerine yıkılacağı görülüyor. Programa göre kamu harcamaları kapsamında sosyal güvenlik harcamalarının kısılacak. Zaten geçen hafta devlet hastanelerine gönderilen “aciller dışında ameliyat yapmayın” uyarısı bunun bir tezahürü. IMF’nin Türkiye Raporu’ndan esinlenerek hazırlanmış olan Yeni Ekonomi Programı, başta ücretli çalışanlar olmak üzere köylü, küçük esnaf ve KOBİ’lerin sırtına binecek. Kısaca düşük zam, kazanılmış hakların kısıtlanması ve hayat pahalılığı sarmalında bir yıl milyonlarca ücretliyi bekliyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar