Zirvede Yüce Divan çatlağı!

17/25 Aralık yolsuzluk soruşturması bağlamında, 4 AKP’li bakanın Yüce Divan’a gönderilmesi, olası koalisyon görüşmelerinin taviz verilmeyecek ana pazarlık maddeleri arasına girdi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Bahçeli, HDP Eş Başkanı Demirtaş, seçim meydanlarında halka verdikleri “17-25 Aralık dosyasını açılacak, yolsuzluklarla mücadele edilecek” sözünün arkasında durduklarını birkaç gündür ifade ediyorlar.
Edindiğim izlenim, muhalefet işi uzatmayacak. Erdoğan, Yüce Divan konusunu koalisyon pazarlığı olmaktan çıkarmanın hesabını yapıyor ama Meclis’in 23 Haziran’da açılması ile birlikte Saray’ın en büyük korkusu haline dönüşen yolsuzluk dosyaları derhal gündeme getirilecek.

***

CHP ve MHP’li milletvekilleri dört bakan hakkında Soruşturma Komisyonunun kurulması için hazırlık yapıyorlar. CHP’li Fikri Sağlar’ın önergesi neredeyse hazır. MHP Grubu da bir çalışma yürütüyor.
Hafıza tazeleyelim. Saray’ın talimatı, AKP’li üyelerin oyları ile “aklandıkları” Soruşturma Komisyonu’nda dört bakan neyle suçlanmıştı?
“Zafer Çağlayan (Ekonomi Bakanı): 28 kez, toplam 52 milyon dolar rüşvet almak. Suç işlemek için örgüt kurmak, sahte belgelerle ihracat, Kaçakçılık Yasası’na muhalefet. Rıza Sarraf için “doğal taş” bildirimi adı altında Türkiye’ye 1,5 ton altın sokulmasına onay vermek.”
“Muammer Güler ( İçişleri Bakanı): “10 kez, toplam 10 milyon dolar rüşvet almak, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, nüfuz suiistimali, suçluları kayırmak”
“Egemen Bağış (AB Bakanı): 3 kez 1.5 milyon dolar rüşvet almak.”
“Erdoğan Bayraktar (Şehircilik Bakanı): “Görevi kötüye kullanmak ve nüfuz ticareti yapmak...”

***

TBMM İçtüzüğüne göre Soruşturma önergesi verilebilmesi için 55 milletvekilinin imzası gerekiyor. Önerge, bir ay içinde görüşülüp karara bağlanmak zorunda. Genel Kurul’da AKP karşı çıksa bile muhalefetin oyu komisyon kurulması için yeterli.
CHP, MHP ve HDP 15 üyeli Soruşturma Komisyonu’nda da çoğunluğu elde edecek. Rapor ve belgeler (yenileri de ortaya çıkabilir) hazır olduğu için komisyon iki ay süre ile çalışıp, olası erken seçim düzleminde dört bakanı Yüce Divan’a gönderebilir. AKP, Yüce Divan gölgesinde bir kampanya yürütmek zorunda kalabilir.

***

İşin ucu Saray’a uzandığı için Erdoğan’ın endişesi olası erken seçim öncesinde bu kâbus tablosunun yaşama geçmesi. Yüce Divan sürecini engellemek adına geçmişte yaptığı gibi, her yolu deniyor.
Kulislerde Erdoğan-Baykal görüşmesinde de konunun gündeme geldiği ileri sürülüyor. Baykal’ın önceki gün bir televizyon kanalında “Yolsuzluk konusunda Meclis'te atılacak adımlar siyasi parti guruplarının ya da hükümetin kararıyla belirlenecek bir durum değildir. Milletvekillerinin kendi vicdanlarıyla karar verecekleri bir durum. Bunun gündeme gelmesinin koalisyonla bir ilgisi yok” tespiti önemliydi.
Benzer bir değerlendirmeyi Erdoğan’a da yapmış olma ihtimali yüksek.

***

Belli ki Saray, böyle bir gelişmenin seçim öncesinde kendisine ve beklentilerine vereceği zararı hesaplıyor. Hükümet kurulamazsa 45 günün sonunda gitmeyi tasarladığı erken seçimde AKP’ye iktidar uman Saray’ın hesabını Yüce Divan hamlesi bozabilir.
Saray kulislere başladı. Bir an önce hükümet kurma ya da seçime gitme telaşının bir nedeni de 17/25 Aralık dosyalarının açılması tehlikesi. Dosyayı olası koalisyon pazarlığı olmaktan çıkarmak ya da Meclis’te kabulünü önlemek istiyor. Süreci engellemek için, komisyona üye bildirmeyi geciktirmek dâhil pek çok yolu zorlayabilir.
Ancak bu kez işi o kadar kolay değil. Karşısında muhalefet yerine bizzat Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu bulabilir.

***

Davutoğlu, soruşturma komisyonu aşamasında dört bakanı Konut’a çağırıp, Yüce Divan’a gitmeyi kendilerinin talep etmesini istemişti. Vicdanı O’nu bu tutumu almaya zorlamıştı. Ancak Saray buna tepki göstermiş, devreye girerek bakanların Yüce Divan’a gönderilmelerini engellemişti.
AKP kulislerinde Davutoğlu ve ekibinin bu kez Yüce Divan’ın önünü acıcı bir rolü benimseyebileceği konuşuluyor. AKP içinde rahatsız isimlerin “Dört bakanın Yüce Divan’a gönderilmemesi yanlıştı. Gidip aklanıp gelmeliydiler” yaklaşımı içinde olduğu biliniyordu. Etkili bir AKP’li dün şöyle diyordu:
“Soruşturma Komisyonu kurulma aşamasında Davutoğlu Saray ile arasına mesafe koyup, grubuna bir telkinde bulunmayabilir. Kararı milletvekillerinin vicdanlarına bırakabilir. O koşulda milletvekillerimiz bölünerek oy kullanabilir. Zaten sayımız engellemeye yetmiyor. Doğru olan da budur”
H H H
İlginçtir, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç dün, Meclis’te Soruşturma Komisyonu’nun yeniden kurulabildiğine dair geçmiş örnekleri anımsatıp “Doğrudur yanlıştır ama örneği vardır” diyordu. Anayasayı anımsatıp Meclis Soruşturması ile ilgili parti kararı alınamayacağının da altını çiziyordu ama “Açılmamalı” diyemiyordu. Sağduyulu bazı AKP’lilerin diyemediği gibi...
Görünen o ki zirvede Yüce Divan çatlağı kapıda... Erdoğan ile Davutoğlu bir kez daha ters düşmenin eşiğindeler.

Önceki ve Sonraki Yazılar