Siz bakmayın efelenmelerine,  yüksekten konuşmalarına:  AKP için işler hiç iyi gitmiyor.

AKP derken Erdoğan’ın partisi AKP’den söz ediyorum.  Hatta Erdoğan’dan söz ediyorum bile diyebilirim.  Cumhurbaşkanı olmasına rağmen partisini fiilen yönetiyor ve onun tüm yaptıklarının günahını  almaya devam ediyor.

Özgecan’ın öldürülmesinin ve gazeteci Nuh kardeşimizin bir esnafca katlinin manevi yükümlülüğünün de ona bağlanması böyle bir psikolojinin sonucu: Madem hala yönetiyorsun, o halde sorumlusun!

Kendi seçti:  Böyle şeylerin üzerinde, tüm halkı kucaklayan bir “baba” figür olmayı seçebilirdi. Anayasa öyle olmasını buyuruyordu.  İstemedi.  Şimdi faturalar ona gönderiliyor. Şikayet edemez.

*

Dış politikada işler iyi gitmiyor.

Çok iddialı olduğu Ortadoğu’da tamamen oyun dışında kaldı.  Nerede “oyun kuruculuk”, top toplayıcılık yapmasına bile izin vermiyorlar.  Toplantılara çağrılmıyor, bilgi verilmiyor, fikri sorulmuyor. 

Katar’ın da Mısır’la işi pişirmesinden sonra,  bölgede  hala konuşabildiklerinden birine kendisi terörist diyor (PKK),  ötekini dünyanın çoğu terörist sayıyor (Hamas).

Kendisini doğal lideri hatta halife adayı olarak gördüğü İhvan Enternasyonal hemen tümüyle tasfiye edilmiş durumda.

İhvan-dostu damgası yediği için Arab başkentlerindeki Türkiye temsilcilerine cüzzamlı muamelesi yapılıyor.

ABD,  mesafe koydu.   Obama konuşmuyor. Avrupa  defterini  çoktan kapattı.  Zahmete değer bulmuyor.

Putin ve Çin mi kalıyor geriye?  Onların da kendilerince kısıtlamaları var.  Obama ile darbeci Sisi  kanka oldu!  Çin,  Uygur Türklerini kesiyor!

Yalnızlık bu kadar derinleşince, sıkıntı basıyor içine:  Evinde savaş oyunları oynayan bir emekli paşa gibi giyiyorsun üniformanı,  Afrika yollarına düşüyorsun, Latin Amerika yollarına düşüyorsun.

Ve kaderin cilvesi:  Havana’da Atatürk heykeli önünde saygı duruşu yapıyorsun!.

O kadar yani!

*

Ekonomide işler iyi gitmiyor.

Dolar yükseliyor, dış yatırımlar iyice azaldı, işsizlik arttı,  büyüme oranı yerlerde sürünüyor.  Ekonomi bürokrasisi korugana çekildi.

Sıcak para lazım.  Dış kaynaklar açısından güvenilen dağlara kar yağıyor.  Suudiler ve Körfez ülkeleri de artık tercihlerini Tayyip Erdoğan’dan değil, Türkiye’den yana yapacaklarının işaretlerini veriyorlar.

ABD ve AB’den sonra onlar da umudu kesmiş durumdalar:

Olmuyor.  Belki bir süre oldu, ama artık olmuyor!

*

Sokaklarda işler  iyi gitmiyor.

Halkın öfkesinin sıcaklığını hissetmeye başladılar.  Çöküş Gezi ile başlamıştı, bir Gezi daha istemiyorlar.  TOMA’lara, zehirli gaza onca para harcanması bundan.

Güvenlik Paketi faciası, bu korkunun sonucu.

Cumhurbaşkanına “hakaret” davalarındaki tutuklamalar da bunun sonucu.  Yargıyı ezip geçmeler de…

Bakmayın efelenmelerine, yüksekten konuşmalarına.

İyi gitmiyor işler…