Açıklaması zor şeyler

Televizyonlarda ''x-files'' adı ile yayınlanan bir dizi var. Bu dizide (biri aynı zamanda tıp doktoru olan bir kadın) iki FBI ajanı, FBI'ın elinde bulunan ve nedeni-oluşu-sonucu açıklanamayan olayları çözümlemeye çalışıyorlar. Çoğu olayda da, olayı anlaşılmaz kılan şey, gelip gelip ''uzaylı yaratıklara'' dayanıyor.

Ben uzaylı yaratıklara inanmıyorum. Onun için dünyada ya da ülkemde olan bazı olayların nasıl açıklanabileceğini kestiremiyorum.

Dünyadan bir örnekle başlayayım: 5-6 yıl önce, Amerika'da (yoksa Almanya mıydı?) bir adam gazetelere bir ilan verdi: ''Benimle önce sevişecek, sonra O'nu öldürüp yiyeceğim bir erkek partner arıyorum'' dedi. Buna birkaç (dikkat buyurun birkaç!) yanıt geldi. Adam onlardan birini seçti. Buluştular, seviştiler. Sonra da O'nu öldürdü, pişirdi, yedi. Buyurun bunu açıklayın!

Bu olayı açıklamak psikiyatristlerin işi olsa gerek ama ben gene de (tıp doktoru olmama rağmen) anlayabileceğimi sanmıyorum. Zaten geçenlerde ispatlandığı açıklanan Einstein'ın ''Gravite Dalgaları'' meselesinden de bir şey anlamadım.

Böyle anlayamadığım her şeyi ''kendi yetersizliğime'' bağlamak kolayıma gidiyor ama biraz da kırılıyorum. Niye anlayamıyorum ki?
Hukuk dilinde, bir zamanlar öğrendiğim bir tanımlama var. Bir olayı açıklarken, birdenbire, açıklanması zor bir olgu ile karşılaşılırsa, ''hayatın olağan akışına uygun değil'' diye hüküm veriyorlar. Bu lafı çok tutuyorum. Birçok yerde de kendi kendime soruyorum: ''Hayatın olağan akışına uygun mu?''
Türkiye'den, canım ülkemden örnekler vereyim: Soma'da maden faciası oluyor. 300'den fazla insan ölüyor. Soma, civar diyarlar, tüm Türkiye ayaklanıyor. İktidara, ''Neden önlem alınmıyor; Neden bizi maden sahibinin duyarsızlığına terk  ediyorsunuz?'' diye sorular soruluyor, feryatlar yükseliyor. Üç gün sonra seçim oluyor, iktidar partisi yüzde51 oy alıyor. Hayatın olağan akışına uygun mu?

Artvin'de, Türkiye'nin a..na koymaya kararlı müteahhide altın madeni çıkarma izni veriliyor. O Artvinli önce AKP'ye yüzde 50'den fazla oy veriyor. Sonra da ağlıyor. Hayatın olağan akışına uygun mu?

Haziranda seçim yapılıyor. AKP yüzde 39 oy alıyor. Tayyip Bey beğenmiyor. Ortalık birden savaş alanına dönüyor. Seçim yenileniyor. Yüce halkımız muhalefeti cezalandırıyor. AKP yüzde 49 oyla iktidara geri dönüyor. Hayatın olağan akışına uygun mu?

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ''mutluluk-memnunluk'' araştırması yapıyor. Her gün onlarca vatandaşımızın cenazesinin kaldırıldığı, anaların, eşlerin, evlatların gözyaşlarının sel olup aktığı, kimselerin uğramak istemediği, bir savaşın hemen önünde durduğu bu ülkede, insanlarımızın yüzde 56'sı ''Mutluyum'' diyor.
Bir tek komşusu ile barışık olmayan, sınırlarında top sesleri, uçak tarrakaları eksik olmayan memleketimizin Dışişleri Bakanı, ''Ülkemiz, bölgemizde bir barış adasıdır' diye açıklama yapıyor. Hayatın olağan akışına uygun mu?

Neredeyse TV dizisinin ajanları Dr.Scully ve Mulder'e inanacağım.

Her yer uzaylı dolu. Bizi onlar şey yapıyor.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar