Ahkâm kesmek 

Herhalde dünyanın yabancı dil konusunda en zayıf ülkelerinden birisiyiz.

Lise ve ortaokullarda yıllarca başta İngilizce olmak üzere, yabancı dilleri öğretmemize rağmen bir kaç Kolej ve özel okul dışında doğru dürüst yabancı dil öğreten resmi okul sayımız çok az.

Şimdi bana sayacaksınız şu okul iyi bu okul iyi diye.

Liseyi değil üniversiteyi bitiren gençlerimiz, hatta bazen yabancılarla aynı masaya oturduğumuz profesörler, rektörler bile yabancı dil bilmiyorlar.

Sözüm ona sınavlar geçiyorlar ama Avrupa’da sokakta gördüğünüz normal bir insan gibi bile meramını anlatamıyorlar. 

Hep merak ederim, bu bir kompleksten mi kaynaklanıyor diye.

Herkes benim dilimi konuşsun.

Onu da becerdik, Türkiye’ye gelen başta yabancı hatunlar Türkçe öğreniyorlar, biz yurt dışında yaşadığımız ülkelerin dilini bile yarım yamalak konuşuyoruz.

Bu işin bilincinde olan aileler çocukları yabancı dil bilsinler diye gerçekten büyük paralar harcıyor.

Acaba dünyayı öğrenirsek gözümüz açılır diye mi düşünüyoruz?

80 milyonluk nüfusumuzun yüzde kaçı gerçek anlamda yabancı dil biliyor ve kaç tane biliyor?

Kendimizi bir Hollandalı ile karşılaştırmıyoruz. .

Liseyi bitirene kadar 4 yabancı dil öğreniyorlar.

Yıllar önce, Maliye Bakanlığı doktora yapsın diye gençlerimizi  Fransa’ya gönderiyor.

Fransız Üniversitelerinde doktora için, yabancı dil şartı var.

Sonradan politikacı ve Bakan Vedat Dicleli ile Vefik Pirinçcioğlu amcalarım, bizim yabancı dilimiz de Fransızca deyince, üniversite kabul etmiyor.

Onlarda Paris’te keyif yapmak varken şimdi bir de yabancı dil nasıl öğrenelim, biz de yabancı dilimiz Türkçe deriz diyorlar.

Peki diyor üniversite, “Türkçeyi ikinci dil olarak kabul ederiz.”

Vedat ve Vefik Amcalarım sınav gününe kadar hiç işi ciddiye almıyorlar, derslere girmiyorlar.

Sınavda karşılarına bir Türkoloji Profesörü çıkıyor, bunları perişan ediyor.

Çaktıkları için hem de Türkçe’den çaktıkları için bir yıl zorunlu Türkçe çalışıyorlar.

Rahmetle anıyorum.

İşte Türkçeyi bile çözmeden yabancı dil de öğrendikleri bir kaç kelime ile ayakta kalmaya çalışan bir sürü özenti, günlerdir gazete manşetlerinde geziyor.

Ne yazık ki bizim toplum, hiç bir şeyin hakkını veremeyen ve tam profesyonelleşmiş insanları ünlü yapıyor, sonra da başta Batı dilleri olmak üzere diğer kültürlere düşman oluyoruz.

Bakın nereye geldik. 2018’te Türkiye’de yapılacak olan  NATO’nun Türkiye’de toplantısı karşılıklı güven unsuru kalmadığı için iptal ediliyor.

Sizce doğru yolda mıyız?

Yabancı dil öğrenmeyelim, kimse ile anlaşmayalım, evde oturup bir kaç yarım yamalak kelime bilgimizle ahkâm keselim.

Önceki ve Sonraki Yazılar